Freitag, April 26, 2024

Gästebuch

Site veya Mehmet Ünver’in eserleri hakkında görüş, öneri ve eleştirilerinizi diğer okuyucularla da paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki forumu kullanabilirsiniz.

Yorum yazmak için burayı kullanın! Einen neuen Eintrag für das Gästebuch schreiben

 
 
 
 
 
 
 
Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.
E-Mail adresiniz burada görüntülenmeyecektir.
17 Einträge
Baris Ünver Baris Ünver aus Reutlingen
lieber papa ich bin stolz auf dich ich liebe dich. ich wollte dich was fragen ob ich mal ein buch für eine Präsentation wenn ja danke <3 ich hab dich lieb dein baris ünver
lieber papa ich bin stolz auf dich ich liebe dich.
ich wollte dich was fragen ob ich mal ein buch für eine Präsentation
wenn ja danke <3 ich hab dich lieb dein baris ünver... Collapse
Serhat Yalçın Serhat Yalçın
Merhaba Mehmet. Çoğu insanın cesaret edemeyeceği, aykırı tespitlerle dolu böyle bir romanı yazmaya cesaret etmenden dolayı tebrik ederim. Romandaki kurgular ve bilgiler duygularıyla hareket edeni memnun eder mi bilmiyorum ama ben ziyadesiyle beğendim. Yazı dili yalın ve akıcı. Başta insanı... Weiterlesen
Merhaba Mehmet.

Çoğu insanın cesaret edemeyeceği, aykırı tespitlerle dolu böyle bir romanı yazmaya cesaret etmenden dolayı tebrik ederim.

Romandaki kurgular ve bilgiler duygularıyla hareket edeni memnun eder mi bilmiyorum ama ben ziyadesiyle beğendim.

Yazı dili yalın ve akıcı. Başta insanı girdap gibi içine çekip sürüklüyor. Gelişme bölümünde elbetteki tarihi roman olduğu için, kronolojik bilgiler vermek zorunda kalmışsın. Bu okuyucuyu biraz sıkabilir. Ama sonrasında güzel toparlamışsın.

Analitik düşünceden uzak, duyguların hakim olduğu coğrafyalardaki insanların çoğunluğu ilkel dürtülerinden kurtulamadığından din ve milliyetçilik sarmalına girer. Zihni yormak işine gelmez. Düşünürse rahatlığını kaybedecek belki de. O yüzden kolay olanı, inanmayı, özdeşim kurarak kazanım elde etmeyi tercih eder. Analitik düşünenler ise hayal gücüyle yeni bir dinin kitabını yazar, yüzyıllarca dünyayı kasıp kavurur. Ya da senin gibi güzel eserler vererek dünyaya bir çentik atar ve yüzyıllarca unutulmaz.

Romanında tam da bu dediklerimin üzerine basmışsın. Duygulara en iyi hitap şekli, inanç ve kutsallık sosuyla ortaya koyulan manifestolardır. İsa, Muhammed vs öncüler bunun farkında olduklarından kitleleri peşlerinden sürüklemişlerdir. Güncel dönemlere baktığımızda cahiliye dönemi dedikleri dönem bizim ülkemizde hala sürüyor. Kitleler hala elinde kutsal kitaplarla meydanlara çıkan, esip gürleyenlerin peşinden sürükleniyor. Baş tacı ediyor. Hatta beşinci halife yapmaya çalışıyor.

Evet “tüm iktidarlar zorbadır”. dediğin gibi duygu yoğunluğuna sahip insanlar güce tapar, güce tapanlara da ancak zorbalık hükmedebilir ve onları konsolide eder. Ali’nin handikapı da orda başlamış zaten. Muavviye bunu iyi bildiğinden Muhammed’i taklit etmiş gücü göstermekten imtina etmemiştir.

“Dinlerin yarattığı çelişki ve kiliselerin parçalanmışlığı” tespitin yerinde bir tespit. Bunun farkına varan ve bu çelişkilerden yararlanarak, afyonlanmayan, düşünce üretip politikleşen Amedliler huzurlu birlikteliği yakalamışlar.

Çok eşlilik meselesine gelince sanırım bu dinden bağımsız bir durum ve erkeklerin en büyük handikapı. Birçok erkek Hasan’ın yerinde olmak yada arzuladığı kadına ulaşmak ve bu durumu meşrulaştırmak için gökten bir ayet indirmeye muktedir olmak isterdi.

Dünyamıza eserlerinle çentik atmaya devam et.

Sevgiyle kal bilge insan.... Collapse
Nihal Olgun Nihal Olgun
Ganimet Savaşları kitabı, dili ustalıkla kullanan yazarın İslam Peygamberi’nin ortaya çıkışı ve bir avuç insanla başladığı yolculuğunun İslam Devleti adıyla dünya çapında bir dine evrilmesini konu ediniyor. ‘Anlatıcı yazar’ edasıyla yazar, yeri geldiğinde romana dahil oluyor ve tarih, sosyoloji, psikoloji... Weiterlesen
Ganimet Savaşları kitabı, dili ustalıkla kullanan yazarın İslam Peygamberi’nin ortaya çıkışı ve bir avuç insanla başladığı yolculuğunun İslam Devleti adıyla dünya çapında bir dine evrilmesini konu ediniyor. ‘Anlatıcı yazar’ edasıyla yazar, yeri geldiğinde romana dahil oluyor ve tarih, sosyoloji, psikoloji alanlarındaki derin okumalarının sonucu edindiği bilgi birikimini açıkça okuyucuyla paylaşıyor, okuyucunun farklı bir pencereden olaylara ve insanlara bakmasını istiyor.
Kitapta evrenin yaratılışından başlayıp İslam Peygamberi’nin hayatı, mücadelesi ve onun ölümü sonrasında ortaya çıkan olaylar, yeni oluşumlar yazarın özgün yorumuyla veriliyor. Abbasiler’e kadar olan kısımda bir nevi devleti sağlamlaştırma mücadelesi, kutsal emanetlere ve dine bakış açısı özetleniyor. Aslında görünürde konu İslam Peygamberi iken alt metinde diğer tüm dinler de yazarın çıkarımlarından nasibini alıyor; seküler bakış açısıyla iktidarla ve devletle temas eden her din ve kutsal kirlenir mesajı veriliyor. Zira yazarın ifadesiyle “biri hakkaniyeti öğütlerken diğeri hak yemeye mecbur kılar.” Yazarın bir röportajında dediği gibi “Tarih insanların birbirini boğazlama hikâyesinden başka bir şey değildir.” tezini doğrularcasına kitapta çok şiddetli ve acımasız savaş ve katliam sahneleri veriliyor.
Adeta bir betimleme ustası olan yazar, sadece görsel betimlemeyle kalmıyor özellikle savaş sahnelerinde bir yazarlık prensibi olan ‘söyleme, göster’ ilkesi gereği adeta etraftaki canhıraş mücadeleyi okurun da iliklerine kadar hissetmesini sağlıyor öyle ki kan kokusu burnumuza çalınıyor.
Kitaptaki diyaloglar gerçekçi, çok sade ve duru bir ifadeyle okuru sıkmadan oluşturulmuş. Bu konuda bir okur olarak muzdarip olduğum tek husus; kitap içinde geçen yabancı kelime ve tamlamaların anlamlarını bulmak için okumayı sıkça bölmek durumunda kalmam. Özellikle Arapça, Farsça bu kelimeler Hilfül Fudul, Levhi Mahfuz, telviye…. vs gibi dipnotta verilebilir. Bu istisnai durum dışında eserdeki psikolojik tahliller, karakterlerin duygu durum analizleri, ruhsal çözümlemeler oldukça başarılı. Konu edindiği dönemde şiire, şaire verilen önemi anlatırken yazarın o dönemden bolca şiir örnekleri vermesi çok güzel ve etkileyici.
Kitabın ilk bölümünde yapılan cennet tasviri Viladimir Bartol’un meşhur Alamut Kalesi romanında geçen cennet tasviri kadar sürükleyici. Bir ara yazar, çok fazla tarihi bilgi yüklü anlatımıyla dönemin telaffuzu güç kişi ve kabile isimlerinin de etkisiyle adeta tarih kitabı havasına bürünen eseri tam okuru bunaltmaya başlıyorken bunu farkediyor ve bu bölümleri kısa tutup yeni bir bölümde yine okuyucuyu büyülemeyi başarıyor. Yazar, çoğu yerde ironi yaparak okuyucunun ilgisini diri tutmaya çalışmış aslında bu tarzıyla okuru başka kaynaklardan da mukayeseli okumaya teşvik etmiştir.
Freewriting (özgürce yazı) tekniğiyle yazılarına alıştığımız yazar bence zor bir yol olan tarih romanını seçerek üstelik spesifik bir zaman dilimi ve İslam Kutsalını, İslam Peygamberi’ni kendi yorumuyla anlatıyor. Ve yazarın kaynakçasına bakıldığında Samuel Johnson’ın da öğütlediği gibi “bir tek kitap yazmak için yarım kitaplık okuyunuz” sözünü tasdik edercesine geniş kapsamlı ve çok yönlü okuma yaptığı görülüyor. Bu kadar bilgi sarmalı içinde yazar sık sık araya girerek kendi yorumunu kendi üslubuyla özgürce paylaşarak özgün bir tarihi romana imza atıyor.... Collapse
Prof. Muazzez İlmiye Çığ Prof. Muazzez İlmiye Çığ
Kitabınızı baştan sonuna kadar hem de merakla okudum. Çok beğendim. Sürükleyici. Konu çok değişik. Ben konudaki tanrıları tanıdığım için daha bir yakın geldi. İçinde insanlara verilen ince ve derin mesajlar var. Konu çok iyi işlenmiş. Sizi candan kutlarım.
Kitabınızı baştan sonuna kadar hem de merakla okudum. Çok beğendim. Sürükleyici. Konu çok değişik. Ben konudaki tanrıları tanıdığım için daha bir yakın geldi. İçinde insanlara verilen ince ve derin mesajlar var. Konu çok iyi işlenmiş. Sizi candan kutlarım.... Collapse
Nihal Olgun Nihal Olgun
Mehmet bey merhabalar, ben İstanbul'dan Nihal. Özel bir kolejde edebiyat öğretmeniyim. Kitabınızı (Zingara'nın Aşkı) büyük bir keyifle okudum. Aslında bir edebiyatçı olarak elime aldığım bir kitabı sadece teknik açıdan inceleyerek okuduğumdan sıradan bir okur gibi keyif alarak okuma yapmayalı çok... Weiterlesen
Mehmet bey merhabalar, ben İstanbul'dan Nihal.

Özel bir kolejde edebiyat öğretmeniyim. Kitabınızı (Zingara'nın Aşkı) büyük bir keyifle okudum. Aslında bir edebiyatçı olarak elime aldığım bir kitabı sadece teknik açıdan inceleyerek okuduğumdan sıradan bir okur gibi keyif alarak okuma yapmayalı çok olmuştu. Ama yine de alışkanlıktan bazı küçük ayrıntıları not ederek okudum ve nacizane bunları sizinle paylaşmak istedim:

Karakter isimleri yabancı da olsa karakterleri o kadar ustalıkla tanıtmışsınız ki okurun aklını kurcalayacak ufak bir nokta dahi kalmamış. Flashback tekniğini birkaç yerde kullanmanız kitaba ayrı bir hava katmış. Türk okurunun okumaktan sıkıldığı yabancı karakter kullanmanıza karşın bu isimleri o kadar yalın ve alışık olduğumuz, kolay okunan isimlerden seçmişsiniz ki dili yormadan, okuru sıkmadan akıcı halde ilerliyor. Aşkla ilgili tesbitleriniz çok etkileyici, tam bir aşk insanı olmalısınız diye düşünüyorum:

"Aşk inkar edildiğinde daha da derine batan bir oktur."
"Aşk deli bir tay gibidir, onu bulduğunda tereddüt etmeden kalbini üzerine bindirip özgürce salmalısın..."

Redaksiyonla ilgili birkaç yanlış yazımın dışında teknik bir kusur görünmüyor (Zingara'sız, bu gün... vb) Belki bazı yabancı tabirleri dipnotta vermeniz uygun olabilirdi, bilmeyenler için; istavroz çıkarmak, afaroz etmek, gulden ... vb.)

Kitabın ana karakteriyle okurun tanışması çok geç olmuş ve güzel de olmuş, alıştığımız tarz genelde kahraman başta tanıtılır. Bölümler arası geçişler çok keskin olmuş mesela Zingara ile ilgili bir durumdan bahsediliyorken yeni paragraf bambaşka bir kişi ve olayla devam etmiş. Belki de bu yöntemle okurun ilgisini sürekli diri tutmayı amaçladınız. İnsanı şaşırtan bazı sahnelerde biraz sonra o sahnenin rüya sahnesi olduğunu öğrenmek de ayrı bir heyecan veriyor. Yazmak istediğim çok şey var aslında ama sizi bunaltmak istemem. Kitabınızı öğrencilerime de okutucam ve onların yorumlarını da size ileticem. Hatta Türkiye'ye geldiğinizde sizi okulumda ağırlamayı ve öğrencilerimle tanıştırmayı çok isterim.

Yeni kitabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Kaleminize, yüreğinize sağlık ...

Nihal Olgun... Collapse
Nurhak Kar Sancaktar Nurhak Kar Sancaktar
İyi Günler! Kitabınızı beğenmekle beraber, Batman ilinde doğmuş birisinin Ortaçağ tarihine ilgi duyuyor olması, beni hem şaşırttı hem de sevindirdi:) Bildiğiniz gibi, Ortaçağ'ın hikayesi çoktur. Siz asıl neden Doğu Anadolu ya da Güneydoğu Anadolu'nun yerel hikayelerini toplayıp yazmıyorsunuz? Asıl merak... Weiterlesen
İyi Günler!

Kitabınızı beğenmekle beraber, Batman ilinde doğmuş birisinin Ortaçağ tarihine ilgi duyuyor olması, beni hem şaşırttı hem de sevindirdi:)

Bildiğiniz gibi, Ortaçağ'ın hikayesi çoktur. Siz asıl neden Doğu Anadolu ya da Güneydoğu Anadolu'nun yerel hikayelerini toplayıp yazmıyorsunuz? Asıl merak ettiğim bu... Asıl çok farklı ve yazılmamış hikayeleri orada doğduğunuz topraklarda bulabilirsiniz bence. Her insan kendi doğduğu ve yaşadığı yerin ürünüdür çünkü. Mesela sanatçı Burhan Öcal'ı düşünün; öylesine örnek verdim, bunun gibi fazlasıyla örnek var. Adam dünyanın en meşhur caz grubunda sanatını icra ederken ona: "Git önce kendini, kendi kimliğini bul öyle gel!" diyorlar. Adam Türkiye'ye dönüp "Kırklareli il sınırı" diye albüm yaptı ve önce yerelden başlayıp tekrar uluslararası oldu.

Kitabınızı akıcı bulmakla beraber gerçeküstü dememin sebebi yaşanmasının imkansızlığı açısından değildi aslında, her aşk gibi, bu aşk da doğar büyür ve ölür. Ancak yarıda kalan aşklar yani sizin anlattığınız gibi olanlar yarıda kaldıkları için sonsuzmuş gibi görünür bize. (Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin'de anlatılanları hatırlayın. Bu hikayeler hep simgeseldir ve erkek gündüzü kadın ise geceyi simgeler, gece ile gündüz birbirini sürekli takip ettiği için de kavuşamazlar ve aşk sonsuza kadar sürer.) Kısa zamanda çok şey anlatmaya kalkınca ifade gücüm azalıyor da ondan iyi izah edemedim. Daha sonra tekrar yazarım.

Okumaya, keşfetmeye ve yazmaya devam etmeniz dileği ile ...

Av. NURHAK KAR SANCAKTAR... Collapse
Ertan Erat Ertan Erat
Sayın M. Mehmet Ünver, İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi öğrencisiyim. Size ait olan Zingara'nın Aşkı adlı romanınızı büyük bir iştahla okuduğumu söylemek isterim. Öncelikle Sayın M. Mehmet Ünver'e başarılarından dolayı tebrik eder, çalışmalarının devam etmesini niyaz ederim. Yazmış olduğu kitaplarından biri... Weiterlesen
Sayın M. Mehmet Ünver,

İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi öğrencisiyim. Size ait olan Zingara'nın Aşkı adlı romanınızı büyük bir iştahla okuduğumu söylemek isterim.

Öncelikle Sayın M. Mehmet Ünver'e başarılarından dolayı tebrik eder, çalışmalarının devam etmesini niyaz ederim. Yazmış olduğu kitaplarından biri olan "Zingara'nın Aşkı" adlı eseri oldukça başarılı hazırlanmıştır. Ancak haddim olmayarak bazı eksikleri de dile getirmek istiyorum.

Değerli yazarımız M. Mehmet Ünver'in affına sığınarak, bilgim ve bakış açım elverdikçe eksileri ve artıları saptamaya çalıştım.

Albenisi olan bir tasarımın olduğunu, ustaca hazırlanmış bir kapağının varlığı başından beri romanın artısı olmuştur. Doğu kültür diliyle Batı'nın tarihsel olayları ustalıkla anlatılmıştır. Ancak kitabın başında yapılan betimlemeler zayıf kalmış. Kitabın ilerleyen sayfalarında bu betimlemeler daha güçlü yapılmaya başlanmıştır. Akıcı bir dile sahip olan kitap, önceden de bahsedildiği gibi kültürel karışıklık içerisindedir. Olayın geçtiği 16. yüzyıl Almanya'sı kısmi olarak yansıtılmıştır. Sıkça başvurulan bölümlerdirmeler arasında bağlantı çok güçlü değil. Köylü ve soylu arasındaki savaş daha fazla vurgulanabilir ve diyaloğlar uzun tutulabilirdi. Var olan diyaloğlar da oldukça güçlü ve yerinde kullanılmış. Romanda öne çıkan kişilerin özellikleri daha belirgin ve uzun tutulmalıydı. Cümleleri oluşturan istisnai kelimeler oldukça ustalıkla kullanıldığı da gözden kaçmamıştır. Okundukça daha fazla tat veren romanın betimlemeleri de sayfa çevirdikçe daha fazla lezzetli olmaya başlıyor. Betimlemeler güçlü olmasına rağmen diyaloğların yetersizliği dikkat çekmektedir. Cümlelerde ara ara olması gereken yoğunluk varken ara ara yetersiz kaldığı da görülüyor.

Mesela: "Uçtuğu hayal dünyasından yeryüzüne düşmek" cümlesi gibi olağanüstü cümlelerin varlığı açığı kapatmaya çalışıyor. Kitabı okurken siz hiç farkında olmadan sizi çok kuvvetli parağraflar karşılıyor.

Sınıflar arasındaki adalet terazisinin momenti dengelenmemiş. Soyluların daha fazla tanıtımı ve duygu aktarımı yapılırken, köylüler oldukça kısa yer verilmiş ve duygular yetersiz kalmıştır. Diğer yandan sayfalar geride kaldıkça kelimeler ve cümleler arasındaki uyum daha da belirginleşmeye ve kalıcı olmaya başlıyor.

Dikkatimi çeken bir diğer nokta da çok fazla bölümün olması. Bence bölümler ya uzatılabilir ya da birleştirilebilirdi. Çünkü bazen yersiz bir görüntü çizilebiliyor.

Söz dizimi oldukça yerinde olmakla beraber cümlelerin birbiriyle bağlantıları da nefis olmuş. Bazen olayın ne zaman olduğunu unutturan bir zaman eksikliği, mekan yoksunluğu ve betimleme eksiğini de hissettirebiliyor. Bu eksiklerin belki de farkına varılmış olunduğu bölüm 22. bölümdür. Çünkü bu bölümden sonra oldukça sesli bir şekilde yapılmaya başlanıyor. Özellikle sonlara doğru kendisini daha net tanımaya ve buna göre eylemlerine yön veren Zingara'nın davranışları başta bir soylu gibiydi. Bilemedim belki de bilerek böyle birşey yapılmış.

Luter'in arada şapkadan çıkar gibi ortaya çıkması beni rahatsız etti ve Luteryen fikri de verilmemiş olmasını da bir eksiklik olarak gördüm. Üstelik olaylar arası geçişin güçlü olmasına rağmen bütünsel bir anlam birliği olduğu söylenemez.

Yine başka bir hata zannedersem yayınevinin hatası olsa gerek 37. bölümün 4. parağrafında imla hatası bulunmaktadır.

Adı geçen şehirlerin bitimlemesi yapılması ve sosyolojik yapısının verilmesi artı bir değer oluşturmuştur. Nesnelerin ve yapıtların betimlemesi başarılı ve yerinde olmuştur.

Akıcı bir dilinin olması ve kendinden emin üslubu sayesinde zaman geçtikçe daha yoğun bir tat vermektedir.

Tarih düzleminde anlatılan olayların kilise, soylular ve köylü üçlemesinde daha canlı anlatılabilirdi. Köylüler anlatıldığında sönük kalan anlatım, soylu ve toprak sahipleri için canlı bir anlatımla cömertlğini burada göstermektedir.

Eş zamanlı olarak ara ara hem Zingara hem de Matthias'tan bahsedilebilirdi.

Tarih penceresinden bakıldığında 16. yüzyıl için demirin elde edilmesi ve üretilmesi oldukça zordur. Bunu neden göstererek demirin pahalı olması nedeniyle köylülerin silahlanamaması anlatılabilirdi.

65. bölüm dahil olmak üzere sonrasında Matthias ve Zingara'nın aşkı daha çok depreşmeye başlamış ve bu aşkı daha da derinden hissetirebiliyor. Kaleme alınmış bütün duygular çok başarılı bir şekilde kullanılmıştır.

Romanın sonu oldukça duygu yüklü ve yapıcı olmuş.

(Her şeye rağmen) Başından sonuna kadar büyük bir zevkle okudum.

Sayın M. Mehmet Ünver başarılarınızın sürmesi dileğiyle...

Saygılarımla
Ertan Erat... Collapse
Özlem Deniz Yılmaz Özlem Deniz Yılmaz
Merhabalar, Mehmet Bey, Zingara'nın Aşkı adlı romanınızı okudum ve Aydın Çelik, romanınız hakkında yorumları/düşünceleri bilmek isteyebileceğinizi söyleyince size yazmaya karar verdim. Romanınızı beğendim. Ben okuduğum bir eserde evrensel düşünceler var mı, insan ve doğası üzerine tespitler vb. var mı diye... Weiterlesen
Merhabalar, Mehmet Bey,

Zingara'nın Aşkı adlı romanınızı okudum ve Aydın Çelik, romanınız hakkında yorumları/düşünceleri bilmek isteyebileceğinizi söyleyince size yazmaya karar verdim.

Romanınızı beğendim. Ben okuduğum bir eserde evrensel düşünceler var mı, insan ve doğası üzerine tespitler vb. var mı diye merak ederim. Sizin eserde de bunlar var: Tanrı, din adamları üzerine yazdıklarınız vb. Ayrıca bir dilci olduğum için Türkçenin doğru kullanıp kullanılmadığına, gramer hatası yapılıp yapılmadığına da bakarım: Bana göre bir yer hariç gramer hatası yapılmamış.

Matthias ile Zingara'nın aşkı konusunda kadının bir çingene olmasını biraz alışılmış buldum: Bildiğiniz üzere Batı kültüründe Çingene kadınların yakıcı, baştan çıkarıcı, karşı konulmaz güzelliğinden bahsedilir. Sizin de kadın kahramanınız böyle biri.

Kahramanların fiziki yanları hakkında ayrıntı vermemeniz sanırım isabetli olmuş: Böylelikle hayal gücümüzü işletip kahramanları kendimiz şekillendirebiliyoruz. Kahramanlarınız temiz, ruhani bir aşkla birbirlerini seviyorlar. Bu şimdiki dünyamız için çok nahiv gibi kalıyor. Ama sanırım herkes böyle sevilmek ister. Bu aşk, bana Balzac'ın "Vadideki Zambak" romanını hatırlatıyor.

Romanınızın baş kahramanlarını öldürmeniz, eserin realist bir eser olduğunu gösteriyor. Evet, böyle de olması gerekir diye düşünüyorum. Matthias ile Zingara'ın asıldığı kısmı gözyaşları içinde okudum. Eşim, "Ne oluyor?" diye sorduğunda, gözyaşları içinde "Yaa! Yazar kahramanlarını öldürdü!" demekten kendimi alamadım. Gönlüm ölmemelerini, aklım ise ölmeleri gerektiğini söylüyor. Bu yüzden başarılı buldum.

İdam sahnesinin düğüne dönüşmesini/benzetilmesini ise çarpıcı, alışılmamış ve ilginç buldum.

Umarım görüşlerimi okumaya değer bulmuşsunuzdur.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Özlem DENİZ YILMAZ
Marmara Üniversitesi... Collapse
Av. Serhat Yalçın Av. Serhat Yalçın
Merhaba Mehmet Bey; Romanınızı büyük bir zevkle okudum. Diğer romanlarınızı okuyamadım. O yüzden diğerleriyle karşılaştırma yapmam olanaksız. Bunla ilgili anektodu aktarayım. (D&R kitabevine eşimle birlikte girdik, eşim çocuklara kitap bakarken bende kasaya sizin kitabınızı şu şekilde sordum: "Hovardalığın kitabı diye... Weiterlesen
Merhaba Mehmet Bey;

Romanınızı büyük bir zevkle okudum. Diğer romanlarınızı okuyamadım. O yüzden diğerleriyle karşılaştırma yapmam olanaksız. Bunla ilgili anektodu aktarayım. (D&R kitabevine eşimle birlikte girdik, eşim çocuklara kitap bakarken bende kasaya sizin kitabınızı şu şekilde sordum: "Hovardalığın kitabı diye bir kitap var mı sizde?" bayan hafiften gülümseyerek "Adama bak ya karısı yanında ve adam hovardalık peşinde":)) der gibi.. bana "bakalım" dedi ve elimizde şu an yok dedi. Yandaki çocuk gülerek abi yenge duymasın dedi. Ben de "Yazar arkadaşım o yüzden alıyorum haberi var" dedim ve gülüşmeye başladık:)))-- İyi bir roman okuru olarak size şunu samimiyetle söylemem gerekirse:

Bir kere roman sürükleyici, çok gereksiz edebi betimlemelerle süslü bir roman değil. Günümüz romancılarından sizi ayıran olumlu bir unsur bu. Romanda aradığım şey şudur benim: Beni çarpabilecek, beynimdeki çalışmayan çarkları çalıştırabilecek, düşünmeye sevkedecek ne ortalamanın üstünde insanların anlayabileceği seviyede zor, ne de ortalamanın altında zekası olanların anlayabileceği kadar kolay , yazar tarafından keşfedilmiş ya da icad edilmiş düşüncelerin bilmece tadında romanın sayfaları arasına serpiştirilmesidir ki romanınızda bu tadı aldım.

"Tutkuyla sevmek ancak yoksulların işidir." demişsiniz, Anadolu da buna "fakirin tek lüksü karısıyla oynaşmaktır" derler. Güzel bir tespit aslında.
"Şehvet eğer aşkın ödülüyse anlamı vardır, aşk şehvete götüren bir araç olmamalıdır." Freud'a ters:))
"Hayat en çok yaşayamadıklarımızı hayal etmektir. Mutluluk ne kadar cimriyse, hayaller o denli cömert oluyor." Tespit güzel zira topluma bir bakıverin milli piyango idaresi en karlı kuruluşlardan biri:)
"Tanrı bazen ödüllendirmek bazen de cezalandırmak için aşık eder insanı" "Aşk bir insanı pençesine düşürmüşse artık hiç bir korku ona tesir etmez"
Aslında aşk ortalamanın altında zekası olanların büyük oranda düşmüş olduğu bir durumdur. Analitik düşünen insanın aşka yelken açabileceğini tahmin edemiyorum. Varsa da inanınki şehvete giden yol olarak gördüğündendir. Fuzuliye sormuşlar: "sevmek mi güzel, sevilmek mi?" cevabı şu olmuş üstadın "sevişmek yoksa her ikisi de fuzulidir.." demiş.
"Tanrının yeryüzünde kimseye ihtiyacı yoktur, ama bazıları gökteki otoriteyi yerde hakim kılmaya çalıştı"
"Yeryüzünde kendinize hazine biriktirmeyin, gökte biriktirin, sahip olduğunuz malları satın, karşılığını yardım olarak verin." (Luka)
"Hayatı cehenneme döndürmekte bir tek bozguncular değil, hayatımızı yeniden düzenlemeye kalkışanlar da sorumludur."

Evet bütün bu vurgulayıcı sözleri değerlendirdiğimizde ortaya şu çıkıyor:

Yazar devrimci, şehvetin belirleyici olduğunu bilen ama olması gerekeni de ağdalı bir dille anlatmaya çalışan, her ne kadar 15-16. yüzyılda geçmiş bir kurgu olsa da günümüz siyasal yaşamına dokunduran, Şeyh Bedrettin'in dediği gibi: "Yarin yanağından gayrısını bölüşmektir aşk." (islamda infak etmek). gökteki otoriteyi yeryüzüne hakim kılmaya çalışan yeni yetmelerin olduğu Anadolu da mantığı çalışana güzel mesajlar veren başarılı bir roman. Fakat coğrafya öyle bir hal aldı ki fizyolojik ihtiyaçları karşılayamadan, sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya fırsat bulamayan yığınla insanla dolu. Hayatımda hiç bir romana yazılı olarak eleştiri yazmadım. Hep içimden övdüm ya da küfrettim zamanımı aldılar diye:)). Size kısmen de olsa faydalı olabildiysem ne mutlu bana.

İyi çalışmalar.
Av. Serhat Yalçın... Collapse
Cuma Erdoğan Cuma Erdoğan
Sevgili Mehmet Ünver. Seninle ne kadar gurur duysam az. Senin eserlerini gördükçe ve okudukça göğsüm kabarıyor. Umarım dünya insanı en kısa zamanda senin değerli eserlerinin farkına varır ve hak ettiğin değeri verir. Başarılarının devamını diliyorum... Cuma Erdoğan
Sevgili Mehmet Ünver. Seninle ne kadar gurur duysam az. Senin eserlerini gördükçe ve okudukça göğsüm kabarıyor. Umarım dünya insanı en kısa zamanda senin değerli eserlerinin farkına varır ve hak ettiğin değeri verir. Başarılarının devamını diliyorum...

Cuma Erdoğan... Collapse
Emin Kalça Emin Kalça
Sevgili Komşum, abim! 2009 yılı sanırım senin için, yeni oluşumlar, yenilikler yılı olacak gibi gözüküyor. 2009 yılının ilk çeyreğinde karşımıza tamamen yenilenmiş eşi benzeri olmayan bir site sunmuşsun, seni tebrik ederim. Sitede amacımıza uygun her türlü iletiye anında ulaşabiliyoruz, en... Weiterlesen
Sevgili Komşum, abim!

2009 yılı sanırım senin için, yeni oluşumlar, yenilikler yılı olacak gibi gözüküyor. 2009 yılının ilk çeyreğinde karşımıza tamamen yenilenmiş eşi benzeri olmayan bir site sunmuşsun, seni tebrik ederim. Sitede amacımıza uygun her türlü iletiye anında ulaşabiliyoruz, en önemlisi de siz site sahibine her an ulaşabilme imkanı sunman bu siteyi daha da değerli kılıyor.

Sıra geldi kitaplara: Şimdiye kadar Tabu'yu okunmuş olarak kenara koyduk ve gerçekten mükemmeldi beni en çok etkileyen kimsenin tahmin bile edemiyeceği kitabın sonuç bölümüydü, Şimdi MAD'ı okuyorum, şimdiye kadar edindiğim izlenimler mükemmel.

Benim senin gibi abim, Komşum olduğu sürece ben de damak tadıyla kitaplar okuyacağım anlamına geliyor. Başarılarının devamını diliyorum.


sevgiler
Emin Kalça... Collapse
Dilan Kul Dilan Kul
Lieber onkel... ich bin voll Stolz auf dich, und dein Buch gefällt mir sehr. Du hast es geschaft dein traum zu verwirklichen. Und wenn man sein Traum verwirklicht, ist man an das Ziel gekommen, und du hast das geschaft die... Weiterlesen
Lieber onkel... ich bin voll Stolz auf dich, und dein Buch gefällt mir sehr. Du hast es geschaft dein traum zu verwirklichen. Und wenn man sein Traum verwirklicht, ist man an das Ziel gekommen, und du hast das geschaft die ganze Familie ist stolz auf dich. Ich wünsch dir noch weiterhin viel erfolg und freude an dein buch zu schreiben.

In LIEBE
DEINE NICHTE DILAN... Collapse
Melike Ünver Melike Ünver
Lieber Papa, Ich finde deine Romane echt toll, ich find's cool das es dir Spaß macht Romane zu schreiben. Es gefällt mir! Ich hab manchmal zu geschaut wie du Tage und Nächte am Computer saßt und diese Romane geschrieben.!. Es... Weiterlesen
Lieber Papa, Ich finde deine Romane echt toll, ich find's cool das es dir Spaß macht Romane zu schreiben. Es gefällt mir! Ich hab manchmal zu geschaut wie du Tage und Nächte am Computer saßt und diese Romane geschrieben.!. Es hat sich bestimmt gelohnt um diese Zeit zu nutzen mit Romane zu schreiben! Ich kauf mir auch noch ein Buch von dir weil es von dir ist!

von deiner Tochter
Melike Ünver... Collapse
Ercan Karakaya Ercan Karakaya
Ich finde die Internetseiten sehen sehr Antik und Edel aus, was mir persönlich sehr gefällt. Sind das Bücher die man kaufen kann, wenn ja dann wäre es vielleicht nicht schlecht den Preis hin zu schreiben. Aber sieht ganz in Ordnung... Weiterlesen
Ich finde die Internetseiten sehen sehr Antik und Edel aus, was mir persönlich sehr gefällt. Sind das Bücher die man kaufen kann, wenn ja dann wäre es vielleicht nicht schlecht den Preis hin zu schreiben. Aber sieht ganz in Ordnung aus! Da steckt bestimmt viel Arbeit drin!!! Aber es hat sich gelohnt!!!... Collapse
Sandra Sandra
Hallo Rosi!! Ich habe deine Geschichte gelesen, sie ist sehr traurig, ich habe gar nicht gewusst das du ein so schweres Leben hattest!! Ich glaube so wie es mir geht, geht es vielen Menschen, sie schätzen dich einfach falsch ein!!... Weiterlesen
Hallo Rosi!!
Ich habe deine Geschichte gelesen, sie ist sehr traurig, ich habe gar nicht gewusst das du ein so schweres Leben hattest!! Ich glaube so wie es mir geht, geht es vielen Menschen, sie schätzen dich einfach falsch ein!! Es freut mich das Du eine Weg mit Perspektive gefunden hast!! Du bist scheinbar eine sehr starke Frau, mach weiter so dann kann dir auch niemand mehr weh tun!! Und Kevin wird seine Mama immer lieben

Liebe Grüße
Sandra (Die Frau von Walid)!!... Collapse
Prof. Muazzez İlmiye Çığ Prof. Muazzez İlmiye Çığ
Arkadaşım Nihal Vardarın kitabınızı okuyup getirdi bana bir özetini yapmış, çok hoşuma gitti. O çok beğenmiş "İnsan elinden bırakamıyor, çok sürükleyici, dili son derece iyi" dedi. Ben de vakit buldukça okumaya çalışacağım. Dediğim gibi çok meşgulüm. Bir taraftan dışardaki konuşmalar,... Weiterlesen
Arkadaşım Nihal Vardarın kitabınızı okuyup getirdi bana bir özetini yapmış, çok hoşuma gitti. O çok beğenmiş "İnsan elinden bırakamıyor, çok sürükleyici, dili son derece iyi" dedi. Ben de vakit buldukça okumaya çalışacağım. Dediğim gibi çok meşgulüm. Bir taraftan dışardaki konuşmalar, bir taraftan yazılar, yaşı dolayısıyla da çabuk yoruluyorum. Yapmak istediğim çok, zaman (ise) çok kısa. Ama "hiç kimse her yapmak istediğini bitirip gitmemiş", (diye) teselli ediyorum kendimi. Yarın (hayatımı anlatan "Çivi Çiviyi Söker" adlı) kitabı (sana) postalıyorum.

Bu E-mailleri okumak benim için çok zor. Gözlerim ağrıyor. Yoruluyorum. Çok selam ve sevgiler


Muazzez İlmiye Çığ
(Sümerolog)... Collapse
Aysel Moralıoğlu Aysel Moralıoğlu
Selam ......Birazını okumak nasip oldu. Kuşadası'na geldim, vakit buldukça okumaya devam edeceğim.
Selam

......Birazını okumak nasip oldu.

Kuşadası'na geldim, vakit buldukça okumaya devam edeceğim.... Collapse

Visits: 1650

Cookie Consent mit Real Cookie Banner