MAD 2 - BABİL
ISBN:
Sayfa Sayısı: 586
Baskı Tarihi:
Yayınevi:
12.12.2004 / Coburg
Babil – Mad 2, Mad’ın kiÅŸisel özgürlük arayışını, tanrıların baskıcı düzenine karşı direniÅŸini ve köleleÅŸtirilmiÅŸ insanları kurtarma misyonunu destansı bir anlatıyla birleÅŸtirir. Eser, antik Mezopotamya mitolojisinden aldığı unsurlarla evrensel temaları (özgürlük, adalet, inanç, manipülasyon) iÅŸleyerek okuyucuya derin düşünceler sunar. Mad’ın „kötü büyüleri“ bozma ve insanları kendi içlerindeki „tapınaklardan“ kurtarma çabası, sadece fiziksel bir kurtuluÅŸ deÄŸil, aynı zamanda zihinsel bir uyanışı da hedefler. Kitap, kahramanlığın sadece savaÅŸmakla deÄŸil, aynı zamanda cesaretle, empatiyle ve stratejik düşünmeyle de mümkün olabileceÄŸini gösterir.
Arge ve Babil arasındaki çatışma, sadece iki medeniyetin toprak ve su üzerindeki mücadelesi deÄŸil, aynı zamanda köleliÄŸin fiziksel zincirleri ile içsel korku ve kader inancının yarattığı görünmez zincirler arasındaki bir savaÅŸtır. Mad’ın rolü, bu içsel zincirleri kırmaya yönelik bir „kurtarıcı“ figürü olarak öne çıkar. Ancak hikâye, özgürlüğün karmaşıklığını ve ideallerin gerçek dünyadaki tavizlerini de gözler önüne sererek, zaferin bile bazen buruk olabileceÄŸini düşündürür.
Babil – MAD 2, bireysel özgürlüğün peÅŸinde koÅŸan Mad’ın mitolojik bir dünyada yaÅŸadığı içsel ve dışsal mücadeleleri anlatan derin bir romandır. Roman, tanrıların ve rahiplerin güçlerini korumak için insanları nasıl manipüle ettiÄŸini, toplumsal eÅŸitsizliklerin nasıl sürdürüldüğünü ve insanların korku ve alışkanlıkları nedeniyle gerçeklerden nasıl uzaklaÅŸtığını gözler önüne serer. Mad’ın yolculuÄŸu, özgürlüğün sadece fiziksel bir durum deÄŸil, aynı zamanda zihinsel bir kurtuluÅŸ olduÄŸunu vurgular. „Büyülüdil“ aracılığıyla yayılan umut ve cesaret, bu kurtuluÅŸun en önemli anahtarıdır. Roman, okuyucuyu kendi „içindeki tapınakları“ sorgulamaya ve gerçek özgürlüğün ne anlama geldiÄŸini düşünmeye teÅŸvik eder.
Ön Söz
Mad insanların yaşadığımız yeryüzünü nasıl kendi elleriyle yaşanılmaz ve katlanılmaz kıldığı gerçeğini gözler önüne seriyor.
Mad kurtarıcı bir kişilik olarak amacına ulaşırken, onu çekici kılan şey; topluma itiraz etmesi değil, toplumdan bağımsız kendisini tanıyabilmesi ve bağımsız kimliği ile topluma yeniden kurtarıcı tarzda dönüş yapabilmesiydi. Çevresinde onu tanıdıkça saygı duyan ve inanan insanlar, kendi umut ve beklentilerini onun şahsında yenilmeden savunulduğu için değer veriyorlardı.
Mad taşıdığı tarihi sorumluluğun bilinciyle gerçekten kopmadan, hayallerine ulaşmanın yöntemini geliştirmeye çalışan, ilk tarihi kahramandı.
Mehmet Ünver
16.02.2004 / Reutlingen
Kitabın içinden
Tanrıların ve tapınakların oynadıkları rol ortadayken insanlar neden karşı karşıya geliyorlardı? Bu kendiliğinden gelişen çatışma neydi? İnsanların da içinde tapınaklar olmalıydı! Evet, insanın içindeki tapınaklar olmasa kim kendi kendini büyülemek isterdi? Şüphesiz insanların içinde de tapınaklar hâkimdi. İnsanın yeryüzündeki tapınakları meşru görmesinin ve kanıksamasının başka bir izahı olamazdı. İnsanlar yeryüzündeki tapınakları içlerindeki tapınaklara gerekçe yapıyorlar, içlerindeki tapınakları da yeryüzündeki tapınaklara adayarak kutsuyorlardı. İnsanın içi ve dışı tapınak doluydu. Yeryüzündeki tapınakları yıkmak kolaydı, askerler ve savaşlar yeterdi. Ya içlerindeki tapınakları nasıl yok edeceklerdi? Oraya ne askerler gönderilebilirdi ne de orada savaşacak kadar geniş meydan bulunabilirdi! İnsanın içindeki tapınaklar sanki görünmez, tanrısal bir büyüydü. Gözle görülmüyor, elle tutulmuyordu. Yok sayılan, inkâr edilen hatta olmadığına dair tanrılar adına yemin edilen o tapınaklar her hâlükârda insanı büyüsüyle yönetiyordu. Ondan da kurtulmanın bir yolu olmalıydı. O tapınaklar gücünü koruduğu müddetçe yeryüzünün tapınaklarıyla uğraşmak sonuç almaya yetmeyecekti. Kölelerin içlerindeki tapınakları yerle bir etmeliydi. Başka türlü bu köleler özgürlük için cesaret bulamayacaklardı.
Mad önce arkadaÅŸlarının içlerindeki tapınakları kırmalı gerçekleri görmelerini saÄŸlamalıydı. Kuru kuruya üzülmek ya da beklemek faydasızdı. Önce arkadaÅŸlarını ikna etmeli, onları kendisine inandırmalıydı. „Her taraf yıkılması gereken tapınaklarla doluydu. Hem de vakit geçirmeden tüm tapınaklar bahardan önce yıkılmalıydı.“
MAD 2 Türkçe
Babil’in Yükü ve Arge’nin KurtuluÅŸu
Mad: Bir Kurtarıcının Kaçışı ve Dönüşü
Bu metinler, Mad adında bir kurtarıcının ve onun çevresindeki olayların anlatıldığı bir hikayeyi sunmaktadır. BaÅŸlangıçta, Mad’ın topluma meydan okuyan ve bağımsız kimliÄŸiyle bir kurtarıcı olarak ortaya çıkışı vurgulanmaktadır. Hikaye boyunca Mad, İnanna için yeni melodiler icat etmekten Ram ile olan iliÅŸkisine, Uruk ve Eridu tapınaklarına tercih ettiÄŸi Arge tapınağına kadar çeÅŸitli durumlar yaÅŸar. Enki’nin sarayından kaçışları, NinÅŸubur ve Pugat ile etkileÅŸimleri ve Babil’deki zorlu kölelik hayatı anlatılmaktadır. Mad, köleleri Marduk’un zulmünden kurtarmak için bir plan yapar, bu plan kanalların kazılmasını yavaÅŸlatmayı ve sonunda köleleri Arge’ye kaçırmayı içerir. Sonunda, köleler özgürlüğüne kavuÅŸur ve Arge’ye dönerler, ancak Mad kimseye görünmeden oradan uzaklaşır ve hikaye onun Arge’nin deÄŸiÅŸtiÄŸini fark etmesiyle sona erer.
Â
Mad 2: Babil’in Esareti ve Özgürlük Mücadelesi
Brifing Dokümanı: Mad 2 – Babil (M. Mehmet Ünver)
GiriÅŸ
„Mad 2 – Babil,“ M. Mehmet Ünver’in „Mad Özgür İnsan“ serisinin ikinci kitabıdır. Eser, Mad adlı kurtarıcı bir karakterin yaÅŸadığı dünyayı nasıl kendi elleriyle yaÅŸanmaz hale getiren gerçekleri gözler önüne sermeyi amaçlar. Kitap, Mad’ın kölelik, esaret ve tanrıların baskıcı düzenine karşı verdiÄŸi mücadeleyi, özgürlük arayışını ve bu süreçte edindiÄŸi tecrübeleri antik Mezopotamya mitolojisinden esinlenerek sunar.
Ana Temalar ve Önemli Fikirler/Olgular
- Mad’ın Kurtarıcı KimliÄŸi ve Özgürlük Arayışı:
- Mad, kendini toplumdan bağımsız olarak tanıyan ve bu kimliÄŸiyle topluma kurtarıcı bir rol üstlenen ilk tarihi kahramandır. Onun çekiciliÄŸi, topluma itiraz etmesinden ziyade, bağımsız duruÅŸu ve „tarihi sorumluluÄŸun bilinciyle gerçekten kopmadan, hayallerine ulaÅŸmanın yöntemini geliÅŸtirmeye çalışmasıydı.“
- Eser boyunca Mad’ın en temel motivasyonu özgürlüktür. Abzu’daki esaretinde dahi „özgürlüğün deÄŸerini kavramış“ ve „Onu tekrar yeryüzüne çıkaracak en güçlü büyü de olsa olsa yüreÄŸindeki bu özgürlük tutkusuydu.“
- Mad, sadece kiÅŸisel özgürlüğünü deÄŸil, aynı zamanda baÅŸkalarının özgürlüğünü de önemser. Özellikle Babil’deki köleleri, tanrıların „kötü büyüleri“ altında ezilen insanlar olarak görür ve onları kurtarma misyonunu üstlenir.
- Tanrıların Baskısı ve İnsanların Köleleştirilmesi:
- Kitap, tanrıların ve rahiplerin, güçlerini korumak ve artırmak için insanları nasıl kullandığını ve onları nasıl köleleÅŸtirdiÄŸini ele alır. ÖrneÄŸin, „SavaÅŸlar sayesinde tanrılar daha acımasız, tapınakları da daha ihtiÅŸamlı oluyordu. Kaybolan sadece ölen savaşçılar ve karın tokluÄŸuna çalıştırılan kölelerin emeÄŸiydi. Kazanan her hâlükârda tanrılar ve tapınaklarından baÅŸkası deÄŸildi.“
- Tanrı Enki’nin Mad’ı Abzu’da hapsetmesi, İnanna’yı serbest bırakmanın koÅŸulu olarak Mad’ı kendine rehin alması, tanrıların bencil ve kurnaz doÄŸasını gösterir. „Tanrı Enki söylenenden daha kurnaz çıkmış, İnanna’yı serbest bırakmanın koÅŸulu olarak onun yerine Mad’ı sahip olduÄŸu en güçlü büyüsüyle birlikte havuzlu sarayı Abzu’da hapsetmiÅŸti.“
- Babil’deki Marduk tapınağının rahipleri de köleleri kanallarda zorla çalıştırarak ve „tanrısal vaadler“ ya da „tanrısal cezalar“ ile manipüle ederek kendi güçlerini pekiÅŸtirirler.
- Büyülerin Gücü ve İnsan Zihni Üzerindeki Etkisi:
- Eserde „büyü“ kavramı, sadece doÄŸaüstü güçleri deÄŸil, aynı zamanda insanların zihinlerini ve iradelerini kontrol eden ideolojileri ve korkuları da temsil eder. Mad, kölelerin durumunu „kötü büyülerin esiri olmuÅŸlar“ diyerek açıklar.
- Mad, bu kötü büyüleri bozmanın yolunun insanlara cesaret vermek ve „tanrıların yenilmez olmadığına inanmakla“ mümkün olacağını düşünür.
- Mad’ın büyülü dili (flütü) ile çaldığı melodiler, kölelerin acılarını dindirme ve onlara özgürlük umudu verme gücüne sahiptir. Bu melodiler, „İnsanlar melodileri dinlerken âdeta büyülenmiÅŸlerdi. Hayatlarında ilk defa onların ruhuna iÅŸleyen böyle melodiler iÅŸitiyorlardı.“
- İnanna ve Ram’ın Rolü:
- Tanrıça İnanna: Mad’ın kurtarma misyonunun odak noktasıdır ve Mad’ın ona olan derin duygusal baÄŸlılığı motivasyon kaynaklarından biridir. İnanna, Mad’ın kurtarıcı olarak seçilmesinde ve Enki’den Me’leri (güçler, yasalar) almasında önemli bir role sahiptir. Ancak, Mad’ın İnanna’yı görmek istemesi ve Pugat’ın kıskançlığı/endiÅŸeleri, bu iliÅŸkinin karmaşıklığını gösterir.
- Ram (Ninhursag): Mad’ın akıl hocası ve gizli bir Tanrıçadır. Erkek kılığında insanlara yol gösteren, bilge ve fedakar bir karakterdir. Abzu’dan kaçışta Mad’a yardım eden ve onun yerine esir kalmayı kabul eden kiÅŸi Ram’dır. „Ram’ın aslında bir Tanrıça olduÄŸu düşünüldüğünde kimse onun bir erkek kılığında saklanabileceÄŸini tahmin edemezdi.“ Ram’ın Mad’a öğrettiÄŸi en önemli derslerden biri, „insanın inanmadığı büyülerin ona zarar veremeyeceÄŸini“ söylemesidir.
- Politik Entrikalar ve Kentler Arası Rekabet:
- Sümer kentleri (Uruk, Eridu, Arge) ve Babil arasındaki güç mücadelesi, nehir yataklarının kontrolü üzerinden somutlaşır. Babil’in Fırat Nehri’nin yönünü deÄŸiÅŸtirerek Sümer topraklarını kuraklıkla vurma planı, bu rekabetin temelini oluÅŸturur.
- Enki’nin Mad ile yaptığı anlaÅŸma, Marduk’un kanal kazmasını engellemek üzerinedir ve bu, tanrılar arası politik dengeleri de etkiler.
- NinÅŸubur’un Arge’nin savunmasını güçlendirme ve Sümer tanrıları arasında ittifak kurma çabaları, bu politik gerilimi yansıtır.
- İnsan Doğası, Cesaret ve Korku:
- Kitap, insanların korkularıyla nasıl manipüle edildiÄŸini ve bu korkuların özgürlüklerini nasıl kısıtladığını gözler önüne serer. Kölelerin çoÄŸunun „kötü büyülerin esiri“ olması ve özgürlük için adım atmaya korkması, bu temanın önemli bir yönüdür.
- Mad, „Korkuyu rahipler dağıtıyor. Onlar tapınaklardan alıyorlar, tapınaklar da tanrılardan getiriyorlar,“ diyerek korkunun kaynağını sorgular.
- Hako, Ninkur, AnÅŸar ve Daylan gibi karakterler üzerinden korku, cesaret, sadakat ve ihanet gibi insanlık halleri derinlemesine iÅŸlenir. Özellikle Hako’nun baÅŸlangıçtaki şüpheleri ve daha sonra Mad’ın davasına inanması, karakter geliÅŸiminin bir örneÄŸidir.
Karakterler ve Önemli Rolleri:
- Mad: Kitabın protagonistidir. Özgürlük savaşçısı, eski bir rahip, İnanna’ya baÄŸlı ve insanları tanrıların baskısından kurtarmayı amaçlayan idealist bir genç adam. Büyülü dili (flütü) ve keskin zekası en önemli araçlarıdır.
- Pugat: NinÅŸubur’un kızı, Mad’a derin duygular besleyen cesur bir savaşçıdır. Mad’ın en büyük destekçilerinden biri olmasına raÄŸmen, onun tehlikeli yollara girmesinden ve İnanna’ya olan baÄŸlılığından endiÅŸe duyar.
- NinÅŸubur: İnanna’nın eski baÅŸyardımcısı, bilge ve deneyimli bir liderdir. Arge’yi yeniden inÅŸa eden ve Sümer’in çıkarlarını korumak için stratejiler geliÅŸtiren güçlü bir kadın figürüdür.
- Ram (Ninhursag): Mad’ın akıl hocası ve gizli bir Tanrıçadır. Kitapta erkek kılığında belirir ve Mad’ın esaretinden kurtulmasında kilit rol oynar.
- Enki: Sümer’in Bilge Tanrısı, kurnaz ve manipülatif bir figürdür. Mad’ı Abzu’da hapseder ancak Babil’e karşı Mad ile bir anlaÅŸma yapar.
- Marduk: Babil’in SavaÅŸ Tanrısı, gaddar ve hırslıdır. Sümer topraklarını ele geçirmek ve yeryüzünde tek tanrı olmak ister.
- Nemrud: Marduk’un baÅŸrahibi, kurnaz ve politik bir figürdür. Köleleri manipüle etme ve kanalları zamanında bitirme baskısı altındadır.
- Åžemud: Marduk’un askeri kumandanı, Nemrud ile birlikte köleleri kontrol altında tutmaya çalışır.
- Sidar: Mad’ın Babil’deki ilk savaşçı dostu. Annesi Babil’li olduÄŸu için ÅŸehri iyi tanır ve Mad’ın planlarında önemli bir rol oynar. Cesareti ve kölelere olan empatisi Mad’ın güvenini kazanır.
- Hako: Nippur’lu bir köle, baÅŸlangıçta Mad’ın fikirlerine şüpheyle yaklaÅŸsa da, zamanla onun davasına katılır. Minku’dan intikam alma arzusu, özgürlük mücadelesiyle kesiÅŸir.
- ÅžamaÅŸ, Ninkur, AnÅŸar, Daylan: Mad’ın Babil’deki köle arkadaÅŸları. BaÅŸlangıçta korku ve kadercilikle hareket etseler de, Mad’ın etkisiyle özgürlük umuduna sarılırlar.
- Minku: Kanal sorumlusu, acımasız ve gaddar bir karakterdir. Kölelere zulmeder ve kendi çıkarları için kanalın bitmesini ister.
- Kasis: Mad ile Babil’e gelen savaşçılardan biri, yemek dağıtımında görevlidir ve Mad ile dış dünya arasında haberleÅŸmeyi saÄŸlar.
Sonuç
„Mad 2 – Babil“, Mad’ın kiÅŸisel özgürlük arayışını, tanrıların baskıcı düzenine karşı direniÅŸini ve köleleÅŸtirilmiÅŸ insanları kurtarma misyonunu destansı bir anlatıyla birleÅŸtirir. Eser, antik Mezopotamya mitolojisinden aldığı unsurlarla evrensel temaları (özgürlük, adalet, inanç, manipülasyon) iÅŸleyerek okuyucuya derin düşünceler sunar. Mad’ın „kötü büyüleri“ bozma ve insanları kendi içlerindeki „tapınaklardan“ kurtarma çabası, sadece fiziksel bir kurtuluÅŸ deÄŸil, aynı zamanda zihinsel bir uyanışı da hedefler. Kitap, kahramanlığın sadece savaÅŸmakla deÄŸil, aynı zamanda cesaretle, empatiyle ve stratejik düşünmeyle de mümkün olabileceÄŸini gösterir.
Bu kaynaklar Sümer tanrılarının insanlar üzerindeki etkisini nasıl tasvir ediyor?
Kaynaklar, Sümer tanrılarının insanlar üzerindeki etkisini çok yönlü ve genellikle karmaşık bir şekilde tasvir etmektedir. Bu etkileşimler hem doğrudan ilahi müdahaleleri hem de dolaylı yollarla, özellikle rahipleri ve tapınaklar aracılığıyla gerçekleşen etkileri kapsamaktadır:
- Doğrudan Müdahale ve Güç Gösterisi:
    ◦ Tanrı Enki, Sümer pantheonunun kurnaz ve bilge bir tanrısı olarak tasvir edilir. SarhoÅŸken Tanrıça İnanna’ya „Me“lerini bonkörce bağışlaması veya İnanna’nın serbest bırakılması karşılığında Mad’ı Abzu’da güçlü büyüsüyle hapsetmesi gibi doÄŸrudan müdahaleleri bulunmaktadır. Enki’nin kudreti, Abzu’daki gökyüzünün ve bahçenin birer „sihir“ olmasıyla da ispatlanır.
    ◦ Me’ler, Sümer tanrılarının insanlar üzerindeki önemli bir etkileÅŸim aracıdır. Enki tarafından İnanna’ya verilen ve onun aracılığıyla Uruk halkına dağıtılan Me’ler, kahramanlık, kudretli olma sanatı, ikiyüzlülük sanatı, dürüst olma sanatı, kentlerin yaÄŸmalanması, ağıtların yükselmesi, yüreÄŸin sevinci gibi hem soyut kavramları hem de somut yetenekleri içermektedir. İnanna ayrıca iftira, fahiÅŸelik, ihtiyarlık gibi hoÅŸa gitmeyen Me’leri de getirmiÅŸtir.
    ◦ Tanrıça Ninhursag (Ram), Mad’ın geçmiÅŸinde onu bir rahip olarak seçip eÄŸiten ve koruyan eski tanrıçasıdır. Mad’a büyülü otlardan ilaç yapmayı ve büyülü dili üflemeyi öğretmiÅŸtir. Ninshubur olarak kimliÄŸini gizlemesi ve Arge’deki tapınağın sırlarını bilmesi, onun insanlar üzerindeki gizemli ve koruyucu rolünü gösterir. Ram, Mad’ın en zor zamanlarında bile onunla birlikte olduÄŸunu ve onu kurtardığını belirtir.
- Koruma ve Cezalandırma:
    ◦ Sümer tanrıları, kendilerine asi olanlar için „kötü büyüler“ yaratan ve onları memnun edenleri himayelerinde tutan güçler olarak algılanır. NinÅŸubur, Arge’nin madenleri yüzünden sürekli saldırı riski altında olduÄŸunu ve korunma tedbirleri almaları gerektiÄŸini belirtir.
    ◦ Tanrı Tammuz, İnanna’nın kurtarılması gibi bir kahramanlığın ölümlü bir insan tarafından gerçekleÅŸtirilmesini gurur kırıcı bulmuÅŸ ve Mad’ı cezalandırmak istemiÅŸtir. Bu durum, tanrıların onurlarının insanlar üzerindeki büyük etkisini göstermektedir.
    ◦ İnanna, Mad’ı kurtarıcı seçerek kendisini tehlikeye atmış ve Sümer’in diÄŸer tanrılarını gücendirmiÅŸtir. Mad’ın onu kurtarması Tammuz’un gururunu kırdığı için İnanna’yı Ur kentine göndermiÅŸtir.
- İnanç ve İtaat Üzerindeki Etki:
    ◦ İnsanlar, başlarına gelen felaketlerden veya belalardan korunmak için tanrılara dua eder ve yalvarır. Gündüzleri tanrılara meydan okuyanlar bile geceleri korku içinde onlara sığınırlar.
    ◦ Mad, kölelerin özgürlükten korkmalarını ve kendilerini kaderlerine razı hissetmelerini rahiplerin tasarladığı „kötü büyüler“ olarak nitelendirir. Ona göre bu büyüler, insanların kendi içlerindeki tapınakları meÅŸrulaÅŸtırmasıyla pekiÅŸir.
    ◦ Mad, Sumer tanrılarının onu köleleri kurtarmak ve kanalların kazılmasını engellemek için gönderdiÄŸine inanmaktadır. Sümer tanrıları, Marduk’un Sumer topraklarını kuraklıkla vurma ve yaÄŸmalama planlarını engellemek istemektedir.
- Tanrılar Arası İlişkiler ve İnsanlara Yansımaları:
    ◦ Sümer tanrıları (Enki, Enlil, Nintu, An, İşkur) Babil tanrısı Marduk’a karşı ittifak kurmuÅŸlardır. Bu ittifak, Akad tanrılarının Babil’e verdiÄŸi desteÄŸi çekmesine neden olmuÅŸ, bu da savaşın gidiÅŸatını etkilemiÅŸtir.
    ◦ Mad, insanların tanrılar ve tapınaklar tarafından kendi güçlerini artırmak veya korumak için kullanıldığını düşünür. Savaşlar sayesinde tanrılar daha acımasız, tapınaklar daha ihtişamlı hale gelirken, kaybeden sadece ölen savaşçılar ve kölelerin emeği olmaktadır.
- Rahipler ve Tapınakların Rolü:
    ◦ Rahipler, tanrıların sözlerini insanlara ileten ve onların iradelerini uygulayan ana aracılardır. İsimut, Enki’nin baÅŸrahibidir. Nemrud, Marduk’un baÅŸrahibidir.
    ◦ Mad, tanrıları var edenin tapınaklar, tapınakları var edenin ise rahipler olduğunu savunarak, rahiplerin ve tapınakların tanrıları birer araç olarak kullandığını iddia eder.
    ◦ Rahiplerin vaatleri ve tehditleri, kölelerin çalışma motivasyonlarını etkileyebilir.
Özetle, Sümer tanrıları kaynaklarda insan hayatını doğrudan etkileyen, onlara hem yetenekler hem de sınırlamalar getiren, kahramanlıkları takdir edebilen ya da gururlarını kırabilen, korunma veya ceza veren, ittifaklar kuran ve insanlar aracılığıyla kendi güç mücadelelerini yürüten varlıklar olarak tasvir edilmektedir. Bu etkileşimler, insanların kaderlerini şekillendirmede ve toplumsal düzeni belirlemede kilit bir rol oynamaktadır.
Â
Mad’ın kurtarıcı rolü ve toplumsal deÄŸiÅŸimdeki konumu nasıl geliÅŸiyor?
Mad’ın Sümer’deki Kurtarıcı YolculuÄŸu
Mad’ın Sümer tanrılarının insanlar üzerindeki etkisi baÄŸlamında kurtarıcı rolü ve toplumsal deÄŸiÅŸimdeki konumu, kaynaklarda aÅŸamalı bir geliÅŸim ve karmaşık bir dönüşüm süreciyle tasvir edilmektedir:
- Başlangıçtaki Kahramanlık ve Özgürlük Arayışı:
- Mad, „gerçekten kopmadan, hayallerine ulaÅŸmanın yöntemini geliÅŸtirmeye çalışan, ilk tarihi kahramandı“.
- Henüz sıradan bir rahipken, büyülü dili üfleme yarışmasında birinci gelmesinin ardından Tanrıça İnanna’yı kurtarmak için tapınağın altındaki mahzene indirilmiÅŸtir.
- İnanna’yı kurtarmasıyla bir kahraman olarak öne çıkmış, ancak bu, Tanrı Tammuz’un gururunu kırmış ve Mad’ın cezalandırılmak istenmesine yol açmıştır.
- Mad, kendini bildi bileli özgür olmak için çırpınmış, köylüler gibi yaşamaktan veya tapınağa esir bir rahip kalmaktan korkmuştur. Onun için özgürlük düşüncesi, teslimiyetten başka bir anlam ifade etmemiştir.
- Abzu’daki Esaret ve KiÅŸisel Dönüşüm:
- İnanna’yı kurtarmasına raÄŸmen Mad, Tanrı Enki’nin yeraltı sarayı Abzu’da esir düşmüştür. Kaynaklara göre buraya gelen ilk ölümlüdür.
- Abzu’da geçirdiÄŸi sekiz ay boyunca, dış dünyadan kopuk, „kocaman bir yalnızlık“ içinde yaÅŸamış. Burada ölmenin bile imkânsız olduÄŸunu fark etmiÅŸtir.
- Abzu’nun ve gökyüzünün Enki’nin birer „sihri“ olduÄŸunu keÅŸfetmesi, tanrıların gücünü anlamasını saÄŸlamıştır.
- Bu dönemde eski koruyucusu ve öğretmeni olan Tanrıça Ninhursag (Ram)‚ın onu rahip olarak seçip eÄŸittiÄŸini, büyülü otlardan ilaç yapmayı ve büyülü dili üflemeyi öğrettiÄŸini öğrenmiÅŸtir. Ram, Mad’ı Abzu’dan kurtarmak için kendisini feda etmiÅŸtir. Bu deneyim, Mad’ın özgürlüğün deÄŸerini daha derinlemesine kavramasını saÄŸlamıştır.
- Amacının Netleşmesi ve Toplumsal Değişim Vizyonu:
- Arge’ye döndüğünde, İnanna’nın kendisini bir ödül olarak Arge’deki tapınağı canlandırmak için NinÅŸubur’u görevlendirdiÄŸini öğrenir. NinÅŸubur, Mad’ın geri döndüğünde tapınağın görevini ona devredeceÄŸini söyler.
- Mad, rahiplerin ve tapınakların tanrıları kendi güçlerini artırmak veya korumak için kullandığına inanır. Ona göre „kötü büyüler“, insanların içlerindeki tapınakları meÅŸrulaÅŸtırmasıyla pekiÅŸir.
- Tanrı Enki, Babil’in Tanrısı Marduk’un Sümer topraklarını kuraklıkla vurma ve yaÄŸmalama planını engellemek için Mad ile bir anlaÅŸma yapar. Mad’ın Marduk’u kanal kazmaktan vazgeçirmesi gerekmektedir; aksi takdirde Enki herkesi cezalandıracaktır.
- Mad, Marduk’a karşı savaÅŸmak yerine, savaşı köleler aracılığıyla engelleyerek bir toplumsal deÄŸiÅŸim yaratmayı hedefler. „Öldüren“ deÄŸil, „yaÅŸatan“ bir kurtarıcı olmak istemektedir.
- Amacı, kölelerin „kötü büyüler“den kurtulup özgürleÅŸmelerini saÄŸlamaktır. Ona göre özgürlük, korkuyu yenmekle baÅŸlar ve rahiplerin dağıttığı bu korku, tapınaklar aracılığıyla tanrılardan gelir.
- Sippar Kanalı Misyonu ve Kölelerle Etkileşim:
- Mad, Sippar’a gider ve orada kölelerin Marduk’un emriyle kanallar kazdığını görür. Kentin refahının köle emeÄŸine dayandığını fark eder.
- Kendi eski kölelik tecrübesini ve büyülüdilini kullanarak, kölelerin güvenini kazanmaya baÅŸlar. ÅžamaÅŸ’a kendisinin bir kurtarıcı olduÄŸunu, İnanna’yı kurtardığını ve rahiplerin büyüsünü bozmak için geldiÄŸini açıklar.
- Kölelere Arge’yi, „hiç köle olmayan, Tanrıça’nın koruduÄŸu bir yer“ olarak sunar. Sümer Tanrılarının Marduk’a izin vermeyeceÄŸini ve kanalları kazmaya direnen köleleri koruyacaklarını vurgular.
- Mad’ın planı, kölelerin kazıları yavaÅŸlatması, sayılarının askerlerden fazla olması ve uygun zamanda Nemrud ile Åžemud’u rehin alarak kaçmaları üzerine kuruludur.
- Köleler arasında „kurtarıcı“ söylentisini yayar ve bu, kölelere cesaret verir, hatta Minku gibi görevlilere kafa tutmalarına neden olur.
- Engeller, Fedakarlıklar ve Geri Dönülemez Nokta:
- Planın uygulanması sırasında Mad ve arkadaÅŸları önemli engellerle karşılaşır. Kölelerin korkuları, Nemrud ve Åžemud’un ödül vaatleri ve iyi muamele taktikleri, bazı kölelerin motivasyonunu düşürür.
- Mad, arkadaÅŸlarının kendisini anlamakta zorlandığını ve hatta ona „deli“ demelerini üzüntüyle karşılar. Hako’nun kendisini tehdit etmesi, Mad’ı derinden yaralar.
- Planı hızlandırmak için büyülü otlarla yemekleri zehirleme eylemi, kölelerin hastalanmasına neden olur ve çalışmayı yavaşlatır, ancak aynı zamanda büyük acı çektirir.
- Sidar, Mad’ın kurtarıcı olduÄŸunu düşündüğü için kendini feda eder, kırbaçlanır ve ölür. Bu olay, köleler arasında büyük bir öfke ve dönüşüm yaratır. Mad, Sidar’ın ölümünü „savaşın bir bedeli“ olarak görür.
- Mad da yakalanır ve kırbaçlanır. Bu durum karşısında, ÅžamaÅŸ Mad’ı kurtarmaya çalışırken okla vurulur ve ölür. Hako da yaralanır. Mad’ın büyülüdili ve kolyesi Nemrud tarafından deÄŸersiz eÅŸyalar gibi fırlatılır.
- Bu fedakarlıklar, kölelerin inançlarını pekiştirir ve askerlere karşı durma cesareti vermiştir.
- Kanalda yaÅŸanan beklenmedik sel, savaşı durduran tanrısal bir lanet olarak yorumlanır, bu da Mad’ın amacına ulaÅŸmasında dolaylı bir ilahi müdahale olarak görülebilir.
- Sonuç ve Miras:
- Gutan, Mad’ın yarım kalan planını devam ettirir ve yaklaşık 800 köleyi Tigris Nehri üzerinden Arge’ye kaçırmayı baÅŸarır. Ancak Daylan ve Hamar gibi Mad’ın bazı dostları bu süreçte hayatını kaybeder.
- Sümer orduları kanallardaki Babil güçlerini mağlup eder ve rahipler, ele geçirilen köleleri ve ganimetleri kendi aralarında bölüşür.
- Meydanda cesaret bulan bir köle, Mad’ın öğretileri doÄŸrultusunda tanrılara meydan okur ve „Argeli Kurtarıcı için savaÅŸtığını“ haykırır. Pugat, bu durumu Sümer krallarına ve rahiplerine bir ders olarak sunar.
- Arge’de, kaçırılan köleler özgür insanlar olarak kendilerine pay edilen arazilere ve kulübelere sahip olur, Arge büyür. Ancak Arge, Mad’ın hayalindeki gibi deÄŸil, yüksek duvarlarla çevrili bir kaleye dönüşmüştür.
- Mad, Arge’nin bu yeni halini görünce hayal kırıklığına uÄŸrar ve oraya yerleÅŸmez. Huzuru bulamayacağı düşüncesiyle kimseye görünmeden Abzu’ya geri döner. O, „Tanrılara en çok da kendine küsmüştür“.
- Ram, Mad’ın huzuru Abzu’da bulmayı umduÄŸunu, ancak kurtaramadığını düşündüğü kölelerin üzüntüsünü hiçbir zaman içinden atamadığını belirtir. Ram, her zaman Mad’ın içindedir ve onu korur.
- Pugat ise Mad’ın öldüğüne asla inanmaz ve hep geri dönmesini bekler.
Mad’ın kurtarıcı rolü, baÅŸlangıçtaki ilahi bir görevden (İnanna’yı kurtarma) öte, insanların içsel „kötü büyülerini“ kırma ve onları korku ve itaatten özgürleÅŸtirme mücadelesine dönüşmüştür. Toplumsal deÄŸiÅŸimdeki konumu ise, kendi hayatını ortaya koyarak kölelerin zincirlerini kırmanın ve özgür bir toplum yaratmanın mümkün olduÄŸunu göstermesiyle belirlenir. Ancak bu deÄŸiÅŸim tam olarak onun istediÄŸi gibi olmaz, Arge bir kaleye dönüşürken Mad, kendi içsel huzurunu bulmak için yalnızlığı seçer. Kölelerin gözlerindeki „büyünün bozulması“ ve onlara cesaret verilmesi, Mad’ın toplumsal deÄŸiÅŸimdeki en büyük baÅŸarısı olarak öne çıkar.
Â
Arge ve Babil arasındaki çatışma, özgürlük ve kölelik kavramlarını nasıl yansıtıyor?
Arge ve Babil arasındaki çatışma, özgürlük ve kölelik kavramlarını çok katmanlı ve karmaşık bir şekilde yansıtmaktadır:
- Babil: Köleliğin ve Korku Büyüsünün Temsili
- Fiziksel Kölelik ve GeliÅŸim: Babil, refahını ve devasa yapılarını (kule ve kanallar gibi) binlerce köle, suçlu ve hatta eski özgür vatandaşın zorunlu emeÄŸi üzerine inÅŸa etmiÅŸtir. Mad, Babil’deki kulenin ihtiÅŸamının arkasında, köle emeÄŸinin olmadığı bir kentin „sefalet içinde“ ve „ruhsuz“ olduÄŸunu fark eder. Uruk ve Eridu’daki rahatlığın da „kölelerin karın tokluÄŸuna hizmete koÅŸulmasının eseri“ olduÄŸunu anlar.
- Korku ve Manipülasyon: Babil sistemi, Tanrı Marduk’un baÅŸrahibi Nemrud ve kumandanı Åžemud liderliÄŸinde, köleleri kontrol altında tutmak için sert cezalar (kırbaçlama, ölüm) ve korkuya dayanır. Ancak Nemrud, aynı zamanda „iyi davranış“ ve „büyülü sözlerin“ (ödül vaatleri) gücünü de kullanarak köleleri „özgürlüklerinden gönüllü vazgeçmeye“ ikna etmeye çalışır. Bu, köleliÄŸi sürdürmenin sadece fiziksel baskıdan ibaret olmadığını, aynı zamanda psikolojik bir manipülasyonu da içerdiÄŸini gösterir.
- „Kötü Büyüler“ ile Zihinsel Esaret: Mad, köleliÄŸin temelinde yatan en büyük engelin, insanların içselleÅŸtirdiÄŸi „kötü büyüler“ olduÄŸunu düşünür. Bu „büyüler“, tanrıların kendilerine köleliÄŸi kader olarak yazdığına dair inançtan kaynaklanan korku ve boyun eÄŸmedir. Mad’a göre bu zihinsel esaret, fiziksel zincirlerden bile daha güçlüdür.
- Arge: Özgürlük İdeali ve Dönüşümü
- KöleliÄŸin Olmadığı Bir Yer: Mad’ın idealize ettiÄŸi Arge, „hiç köle olmayan, Tanrıça’nın koruduÄŸu bir yer“ olarak tanımlanır. Orada insan öldürmek ve köle etmek yasaktır, herkesin eÅŸit topraklara ve madenlere sahip olduÄŸu bir cennettir. Bu, Babil’in tam tersi, özgür ve eÅŸitlikçi bir toplum modelini temsil eder.
- Mad’ın Özgürlük Arayışı: Mad’ın kiÅŸisel hikayesi, kendini bildi bileli özgürlük için çırpınması ve bir rahip olarak dahi esir olmaktan korkmasıyla baÅŸlar. Abzu’daki esareti, onun özgürlüğün deÄŸerini daha derinlemesine kavramasını saÄŸlar.
- İdealin Tavizi: Ancak savaşın ardından Arge, Mad’ın hayal ettiÄŸi gibi kalmaz. Güvenlik kaygısıyla yüksek duvarlarla çevrili bir kaleye dönüşür. Bu durum, Mad için büyük bir hayal kırıklığıdır, çünkü özgürlüğü sınırlardan ve yasaklardan arınmış olarak görür. Bu dönüşüm, Mad’ı Arge’yi terk edip Abzu’ya geri dönmeye iter, zira kale duvarları içinde kendini tutsak hissedeceÄŸini düşünür.
- Çatışma: İçsel ve Dışsal Özgürlük Mücadelesi
- Kanal Projesi ve Tanrıların Çatışması: Babil’in Fırat Nehri’ni Sümer topraklarından uzaklaÅŸtırarak kuraklığa yol açma ve Sümer’i zayıflatma planı, iki medeniyet arasındaki çatışmanın somut nedenidir. Sümer Tanrısı Enki’nin Mad ile yaptığı anlaÅŸma, bu çatışmanın ilahi boyutunu gösterir; Mad, Marduk’u kanal kazmaktan vazgeçirirse Enki Arge’yi cezalandırmayacaktır.
- Mad’ın Kurtarıcı Rolü: Mad, bu çatışmada kendini bir „yaÅŸatan“ kurtarıcı olarak konumlandırır; amacı savaÅŸmak ve öldürmek deÄŸil, köleleri içsel „kötü büyülerinden“ kurtararak onları korkudan ve boyun eÄŸmeden özgürleÅŸtirmektir. Mad, köleleri kanalları yavaÅŸlatmaya ikna ederek, Marduk’un savaÅŸ planlarını bozmayı ve böylece büyük bir katliamı önlemeyi hedefler.
- İlahi ve İnsani Çıkar Çatışmaları: Hem Sümerli hem de Babilli tanrılar ve rahipler, kendi güçlerini artırmak ve siyasi çıkarlarını korumak için insanları ve inançları kullanır. Sümerliler, savaşı kazandıktan sonra ele geçirdikleri köleleri ve ganimetleri kendi aralarında bölüşür, bu da onların da köleliği bir araç olarak gördüğünü gösterir. Bu durum, kölelerin özgürlüğünün, güçlülerin kendi gündemleri için bir araç haline gelebileceğini gözler önüne serer.
- Kölelerin Uyanışı ve Bedelleri: Mad’ın büyülüdili ve özgürlük mesajı, köleler arasında cesaret ve uyanış yaratır, onların kaderlerini sorgulamalarına neden olur. Ancak bu uyanış, Sidar, Daylan ve Hamar gibi pek çok kölenin canını feda etmesiyle mümkün olur. Bu fedakarlıklar, diÄŸer kölelerin özgürlük arayışını daha da güçlendirir.
- Çatışmanın Sonucu ve Özgürlüğün Karmaşıklığı: Mad’ın çabalarıyla kanallar kısmen durdurulur ve binlerce köle Arge’ye kaçırılır, orada özgürlüğe kavuÅŸurlar. Pugat, bu köleleri „Argeli savaşçılar“ olarak sunarak onların özgürlük mücadelesini onurlandırır. Ancak Mad, idealize ettiÄŸi Arge’nin duvarlarla çevrili bir kaleye dönüşmesini gördüğünde hayal kırıklığına uÄŸrar ve Abzu’ya geri döner. Bu durum, fiziksel özgürlüğün kazanılmasının, Mad’ın arzuladığı sınırsız ve ruhsal özgürlükle her zaman eÅŸleÅŸmeyebileceÄŸini gösterir.
Özetle, Arge ve Babil arasındaki çatışma, sadece iki medeniyetin toprak ve su üzerindeki mücadelesi deÄŸil, aynı zamanda köleliÄŸin fiziksel zincirleri ile içsel korku ve kader inancının yarattığı görünmez zincirler arasındaki bir savaÅŸtır. Mad’ın rolü, bu içsel zincirleri kırmaya yönelik bir „kurtarıcı“ figürü olarak öne çıkar. Ancak hikaye, özgürlüğün karmaşıklığını ve ideallerin gerçek dünyadaki tavizlerini de gözler önüne sererek, zaferin bile bazen buruk olabileceÄŸini düşündürür.
MAD 2 Türkçe
Kölelerin Kurtarıcısı Mad
MAD 2 Özgür İnsan: Abzu’dan İsyan ve KurtuluÅŸ
Bu alıntılar, M. Mehmet Ünver’in „MAD 2 Özgür İnsan“ adlı romanından alınmıştır. Hikaye, Tanrı Enki tarafından Abzu’ya hapsedilen Mad’ın yaÅŸadıklarını merkezine alıyor. Mad’ın Tanrıça İnanna’yı kurtarma çabaları ve Abzu’daki yalnızlığı anlatılırken, onun bir kurtarıcı olarak toplumsal deÄŸiÅŸim arayışı da vurgulanıyor. Metin, kölelerin özgürlük mücadelesine ve bu süreçte yaÅŸanan fedakarlıklara ve ittifaklara odaklanıyor, aynı zamanda tanrıların ve insanların kaderleri üzerindeki etkileÅŸimlerini ele alıyor. Hikaye ilerledikçe, Mad ve arkadaÅŸlarının köleleri Marduk’un zulmünden kurtarma planları ve bu uÄŸurda karşılaÅŸtıkları zorluklar detaylandırılıyor. Sonunda, kölelerin beklenenden erken isyan etmesiyle büyük bir kaçış ve özgürlük hareketi baÅŸlamış oluyor.
MAD 2 Özgür İnsan: Temalar ve Fikirler
Mehmet Ünver’in „MAD 2 Özgür İnsan“ Romanı: Temel Temalar ve Önemli Fikirler
Bu brifing belgesi, Mehmet Ünver’in „MAD 2 Özgür İnsan“ adlı romanından alınan kesitleri inceleyerek ana temaları, önemli fikirleri ve olay örgüsünü sunmaktadır. Roman, bireysel özgürlük arayışı, toplumsal düzenin eleÅŸtirisi, inanç ve güvenin doÄŸası, tanrılar ve insanlar arasındaki iliÅŸkiler gibi derin konuları mitolojik bir arka plan üzerinde iÅŸlemektedir.
- Mad’ın KimliÄŸi ve Özgürlük Arayışı
Romanın merkezinde yer alan Mad karakteri, yazarın önsözünde de belirtildiÄŸi gibi „kurtarıcı bir kiÅŸilik“ olarak tanımlanır. Mad’ı çekici kılan, topluma itiraz etmesi deÄŸil, „toplumdan bağımsız kendisini tanıyabilmesi ve bağımsız kimliÄŸi ile topluma yeniden kurtarıcı tarzda dönüş yapabilmesiydi.“ Mad, bireysel özgürlüğünü her ÅŸeyin üzerinde tutan bir karakterdir. Abzu’da esir kaldığı süre boyunca bile en büyük tesellisi hayal kurmak ve özgürleÅŸeceÄŸi günleri düşünmektir.
- Abzu’daki Esaret ve İçsel Mücadele: Mad, Tanrı Enki tarafından yeraltı sarayı Abzu’da hapsedilmiÅŸtir. Burası, ne yaÅŸlanmanın ne de ölmenin olduÄŸu, güneÅŸin ve ayın bulunmadığı, masmavi bir gökyüzüne sahip ancak Mad için cehennem gibi bir yerdir. Mad, burada „yapayalnız yaÅŸamak zorunda kalmaktan“ dolayı büyük acı çeker. Yeryüzünü ve özellikle Arge’yi özlemektedir. Bu durum, özgürlüğün mekânsal bir kavramdan öte, varoluÅŸsal bir ihtiyaç olduÄŸunu vurgular. Abzu, görünüşte bir cennet (Dilmun misali bahçe) gibi olsa da, özgürlükten yoksun olduÄŸu için bir hapishaneye dönüşmüştür. Mad, burada „Özgürlük düşüncesinden bir an vazgeçmek onun için teslimiyetten baÅŸka mana ifade etmiyordu.“ diyerek özgürlüğüne olan tutkusunu dile getirir.
- Özgürlüğün Anlamı: Mad, özgürlüğü sadece fiziksel bir durum olarak deÄŸil, aynı zamanda zihinsel bir varoluÅŸ biçimi olarak algılar. Abzu’da bile „suyun altında balıklar gibi hür ve özgür“ hissedebilmesi, özgürlüğün içsel bir kazanım olduÄŸunu gösterir. O, „Karada yaÅŸayan bir varlığın dünyası yeryüzü idi. Su altında yaÅŸayan bir varlığın dünyası da su altıydı. Biri karada yaÅŸayamazdı, bir diÄŸeri de suda. Birisi için özgürlüğün baÅŸladığı nokta, diÄŸeri için kâbus oluyordu. Birisinin özgürlüğünün bittiÄŸi yerde, diÄŸerinki baÅŸlıyordu.“ diyerek farklı varoluÅŸ biçimlerinin özgürlük algısını nasıl deÄŸiÅŸtirdiÄŸini ifade eder.
- Tanrılar ve İnsanlar: Güç, Manipülasyon ve Gerçeklik
Roman, Sümer mitolojisinden esinlenerek tanrıların ve rahiplerin insanlar üzerindeki etkisini sorgular. Tanrılar her zaman iyi niyetli veya adil değildir; güçlerini korumak ve artırmak için insanları manipüle etmekten çekinmezler.
- Enki ve Marduk’un Kurnazlığı: Tanrı Enki, İnanna’yı serbest bırakmak karşılığında Mad’ı Abzu’da esir alarak kurnazlığını gösterir. Daha sonra, Marduk’un Fırat Nehri’nin yönünü deÄŸiÅŸtirmesini engellemek için Mad ile „anlaÅŸma“ yaptığını iddia eder. Aslında bu, Marduk ile olası bir savaÅŸtan kaçınmak ve Mad’ın gücünü kendi lehine kullanmaktır. Marduk da, insanları kanal kazmaya zorlarken onları „ödüllendirme vaadiyle yola getirmeye“ çalışır, ancak gerçek amacı kendi gücünü artırmaktır. Nemrud’un sözlerinde bu açıkça görülür: „Kölelere iyi davranırsan, özgürlüklerinden gönüllü vazgeçmekten kaçınmazlar. Onlara gösterilen tek bir iyi davranış, gönüllerini okÅŸayan tek büyülü söz, onlar için; tüm hayatları boyunca sırtlarında yük gibi taşıyacakları özgürlüklerinden daha manalıdır.“
- Rahipler ve Tapınakların Rolü: Rahipler, tanrıların gücünü insanlar üzerinde pekiÅŸtiren aracılardır. Tapınaklar, bu gücün ve kontrolün merkezi konumundadır. Mad, Nippur’lu Hakko’nun ifadesi üzerine „Hırsızlar, kendilerine iyi davransınlar diye çaldıkları eÅŸyaları takım sorumlularına onlar da aynı amaçla askerlere veriyorlar. Askerler de bedava aldıkları eÅŸyaları tekrar tapınaÄŸa satıyorlar!“ diyerek bu döngüsel sömürüyü fark eder. Mad’ın gözünde, „Tanrıları var eden ne? Ben söyleyeyim; tapınaklardır. Tapınakları var edenler kim? Onu da söyleyeyim; rahiplerdir. Tanrılar tapınakları, tapınaklar da rahipleri araç olarak kullanıyorlar.“ Bu, dinî kurumların ve hiyerarÅŸinin insanların özgürlüğünü nasıl kısıtladığına dair önemli bir tespittir.
- „Kötü Büyüler“ ve GerçekliÄŸi Görmek: Mad, insanların „kötü büyülerin esiri“ olduÄŸunu düşünür. Bu büyüler, tanrılar ve rahipler tarafından aşılanan korku, itaat ve yanılsamalardır. Kanallarda çalışan kölelerin durumunu „kötü büyülerin esiri olmuÅŸlar“ olarak yorumlaması, onların içinde bulundukları durumu kabullenmiÅŸ olmalarını ifade eder. Mad’ın amacı, bu „büyüleri bozmak“ ve insanları gerçekleri görmeye teÅŸvik etmektir. Roman, insanların korku ve alışkanlıkları yüzünden kendi esaretlerini nasıl sürdürdüklerini sorgular. Mad, „İnsanların içindeki tapınaklar sanki görünmez, tanrısal bir büyüydü. Gözle görülmüyor, elle tutulmuyordu.“ diyerek bu içsel esaretin derinliÄŸini vurgular.
- İnanç, Güven ve İnsan İlişkileri
Roman, Mad’ın yolculuÄŸu boyunca karşılaÅŸtığı insanlarla kurduÄŸu iliÅŸkilerde inanç ve güvenin önemini ele alır.
- Pugat’ın Mad’a Güveni: Pugat, Mad’a ilk günden itibaren güvenir ve onu kurtarmak için büyük çaba sarf eder. Onun Mad’a olan inancı, zorlu koÅŸullara raÄŸmen sarsılmaz. Bu durum, Mad’ın „kurtarıcı“ imajını pekiÅŸtirir. Pugat’ın annesi NinÅŸubur’a „O çok genç. Birisi ona gözkulak olmalı!“ diyerek Mad’a duyduÄŸu endiÅŸeyi ve baÄŸlılığı ifade etmesi, iliÅŸkilerinin derinliÄŸini gösterir.
- ArkadaÅŸ Çevresi ve Güven Sorunu: Mad, kanallarda tanıştığı Hakko, ÅžamaÅŸ ve diÄŸer kölelerle iliÅŸkiler kurmaya çalışır. BaÅŸlangıçta ÅžamaÅŸ’ın Mad’ın „kurtarıcı“ olduÄŸuna inanmakta zorlanması ve Hakko’nun ona tepki göstermesi, insanların mevcut düzenin dışındaki fikirlere nasıl kapalı olduklarını gösterir. Ancak Mad’ın sabrı, kararlılığı ve „büyülü dili“ ile onlara umut vermesi, zamanla güvenlerini kazanmasını saÄŸlar. Hammar’ın Mad’ın kahramanlığını anlatması, diÄŸer kölelerin bakış açısını deÄŸiÅŸtirmede önemli rol oynar.
- İnanna’ya Duyulan BaÄŸlılık: Mad’ın İnanna’ya olan baÄŸlılığı, aÅŸkın ve inancın güçlü bir sembolüdür. Onun için İnanna’nın gözleri, özgürlüğün ve umudun kaynağıdır. Abzu’da bile onu düşünmesi, bu baÄŸlılığın ne kadar derin olduÄŸunu gösterir. Ancak roman, bu baÄŸlılığın bazen bir yanılsama veya Mad’ı gerçeklerden uzaklaÅŸtıran bir „büyü“ olup olmadığını da sorgular. Pugat’ın Mad’a „Neden ısrarla kendisini Tanrıça’ya saklıyordu? Bir hayalin peÅŸinden daha ne zamana kadar koÅŸacaktı?“ diye sorması, bu sorgulamayı yansıtır.
- Toplumsal Yapı ve Sınıfsal Ayrım
Roman, Sümer ve Babil toplumlarındaki sınıfsal eşitsizlikleri ve bu eşitsizliklerin nasıl sürdürüldüğünü çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.
- KöleliÄŸin GerçekliÄŸi: Kanallardaki kölelerin yaÅŸam koÅŸulları, romanın en acımasız gerçekliklerinden biridir. „Giyimlerinden ve gördükleri muameleden anlaşılan bunların çoÄŸu köleydi,“ ifadesi, onların kimliklerinin bile esaretle özdeÅŸleÅŸtiÄŸini gösterir. Kölelerin „sahip oldukları toprağı yok ki“ ifadesi, onların topraksız ve geleceksiz olduklarını vurgular. Mikku gibi takım sorumlularının kölelere „canları istediÄŸinde yerde yatan kölelere tekmeler at[ması]“ onların insanlık dışı muamelelere maruz kaldıklarını gösterir.
- Åžehirlerin Durumu: Uruk ve Eridu’daki „bakım ve rahatlık,“ Babil’deki „sefalet“ ile karşılaÅŸtırılır. Mad, „Kölelerin olmadığı kent iÅŸte, böyle bakımsız ve ruhsuzdu. Åžaşılacak ÅŸeydi! Demek; kente canlılığı bile köleler veriyordu,“ diyerek köle emeÄŸinin toplumsal refah için ne kadar temel olduÄŸunu fark eder. Bu, mevcut toplumsal düzenin köle emeÄŸi üzerine kurulu olduÄŸunu ve bu durumun tanrılar ve rahipler tarafından onaylandığını gösterir.
- Geçmişin Yükü ve Değişimin Zorluğu
Karakterler, geçmişlerinden ve toplumsal alışkanlıklardan kolayca sıyrılamazlar. Değişim, bireysel ve kolektif düzeyde büyük zorluklar içerir.
- Ram’ın Sırrı: Ram’ın bir Tanrıça (Ninhursag) olduÄŸu gerçeÄŸini uzun süre Mad’dan saklaması, sırların ve gizemlerin insan iliÅŸkileri üzerindeki etkisini gösterir. Ram’ın „Tanrıların en büyük hüneri gerçekleri kurnazca gizleme yetenekleridir!“ sözü, tanrıların bile kendi imajlarını korumak için manipülasyonu kullandığını vurgular.
- Kölelerin Durumu: Köleler, özgürlük vaadinden bile korkarlar çünkü bildikleri tek yaÅŸam biçimi esarettir. „Onlar uyanmak istemiyorlardı ki kalksın da birisi uyandırmaya cesaret etsin!“ ifadesi, zihinsel esaretin fiziksel esaretten daha derin olduÄŸunu gösterir. Mad’ın onların „içlerindeki tapınakları yerle bir etmeli[si]“ gerektiÄŸi düşüncesi, deÄŸiÅŸimin önce zihinde baÅŸlaması gerektiÄŸini vurgular.
- „Büyülüdil“ ve Umudun Sembolü
Mad’ın „büyülüdili,“ sadece bir müzik aleti deÄŸil, aynı zamanda umudun ve ilhamın sembolüdür.
- Umut ve Teselli Kaynağı: Mad, Abzu’dayken yalnızlığını büyülüdili üfleyerek gidermiÅŸ, umudunu canlı tutmuÅŸtur. Kanallarda da kölelere huzur ve teselli verir, onların acılarını unutturur. Bu, müziÄŸin ve sanatın insanların ruhu üzerindeki dönüştürücü gücünü gösterir.
- Bir DireniÅŸ Aracı: Büyülüdil, aynı zamanda bir direniÅŸ aracı haline gelir. Kölelerin bu melodilerle teselli bulması ve içlerinde bir kıpırdanma hissetmesi, mevcut otoriteye karşı gizli bir baÅŸkaldırının iÅŸaretidir. Mad, „Özgürlük için, askere ya da kılıca gerek yok! Kölelere lazım olan tek ÅŸey, cesaret!“ diyerek asıl gücün içsel olduÄŸunu vurgular.
Sonuç
„MAD 2 Özgür İnsan,“ bireysel özgürlüğün peÅŸinde koÅŸan Mad’ın mitolojik bir dünyada yaÅŸadığı içsel ve dışsal mücadeleleri anlatan derin bir romandır. Roman, tanrıların ve rahiplerin güçlerini korumak için insanları nasıl manipüle ettiÄŸini, toplumsal eÅŸitsizliklerin nasıl sürdürüldüğünü ve insanların korku ve alışkanlıkları nedeniyle gerçeklerden nasıl uzaklaÅŸtığını gözler önüne serer. Mad’ın yolculuÄŸu, özgürlüğün sadece fiziksel bir durum deÄŸil, aynı zamanda zihinsel bir kurtuluÅŸ olduÄŸunu vurgular. „Büyülüdil“ aracılığıyla yayılan umut ve cesaret, bu kurtuluÅŸun en önemli anahtarıdır. Roman, okuyucuyu kendi „içindeki tapınakları“ sorgulamaya ve gerçek özgürlüğün ne anlama geldiÄŸini düşünmeye teÅŸvik eder.
MAD 2 Deutsch
Mads Odyssee: Befreiung der Sklaven und Götterkampf
Der Text beschreibt die Odyssee von Mad, einem jungen Mann, der nach seiner Befreiung aus Abzu die Wahrheit über Ram entdeckt, der in verschiedenen Gestalten aufgetaucht ist und Mad immer wieder begegnet ist. Während Mad versucht, die versklavten Arbeiter zu befreien, die unter der Herrschaft von Priestern und Soldaten Zwangsarbeit leisten, erfährt er, dass die Götter die Menschen manipulieren, um ihre Macht und ihren Reichtum zu mehren. Mads Reise führt ihn durch verschiedene Städte und Gefangenschaften, wo er neue Verbündete findet, die ihn unterstützen, und erfährt, dass die Befreiung der Sklaven nicht nur die Menschen, sondern auch die sumerischen Götter stärken würde, die gegen die babylonischen und akkadischen Gottheiten kämpfen. Am Ende gelingt es Mad, die Sklaven in die Freiheit zu führen, aber er kehrt nicht nach Arge zurück, da er erkennt, dass es nicht mehr der Ort ist, den er in Erinnerung hat.
Â
Mad: Flucht, Freiheit und der Aufstand der Sklaven
Dieser umfassende Briefing-Dokument fasst die wichtigsten Themen und Fakten aus den bereitgestellten Quellen zusammen, wobei Zitate zur Untermauerung herangezogen werden.
Briefing-Dokument: Analyse der Hauptthemen und Schlüsselideen in „MAD 2 Özgür İnsan“
Quelle: Auszüge aus „MAD 2“ von M. Mehmet Ünver.
- Über den Autor und das Werk
- Autor: M. Mehmet Ünver (Kontakt: is2006@hotmail.de, www.mehmetunver.de).
- Weitere Werke: „Mad Özgür İnsan“, „Mad 2 Babil“, „Mad 3 Vatansız Tabu“, „Hovardalığın Kitabı Zingara Coburg“, „Zingara’nın AÅŸkı“, „Ganimet SavaÅŸları“.
- Vorwort (Ön Söz): Das Werk „Mad“ beleuchtet, wie Menschen die Erde „mit ihren eigenen Händen unbewohnbar und unerträglich machen.“ Mad wird als eine „rettende Persönlichkeit“ dargestellt, deren Anziehungskraft nicht in der Ablehnung der Gesellschaft liegt, sondern in der Fähigkeit, sich „unabhängig zu erkennen“ und „mit seiner unabhängigen Identität in rettender Weise in die Gesellschaft zurückzukehren.“ Er ist der erste historische Held, der „sich der historischen Verantwortung bewusst war, ohne den Bezug zur Realität zu verlieren, und versuchte, eine Methode zu entwickeln, um seine Träume zu erreichen.“
- Mads Gefangenschaft und Flucht aus Abzu
- Abzu: Mad war in Abzu, dem „unterirdischen Palast mit Pools von Gott Enki“, gefangen. Dieser Ort war zeitlos, ohne Sonne oder Mond, und Mad konnte weder altern noch sterben. Er beschreibt die Isolation als „die einzige Schwierigkeit; allein leben zu müssen, und diese Einsamkeit reichte aus, um den Tod noch unerträglicher zu machen.“
- Inannas Befreiung und Mads Austausch: Mad rettete die Göttin Inanna bei den Frühlingsfesten in Eridu. Als Bedingung für Inannas Freilassung sperrte Enki Mad in Abzu ein, indem er seine „stärkste Magie“ nutzte.
- Weg nach Abzu: Der Weg nach Abzu führte durch „schreckliche Flammen“, die Mad mutig betrat. Enki hatte diesen Übergang geschickt versteckt, denn niemand, der ihn entschlüsselte, konnte entkommen, es sei denn, „jemand mit göttlichen Kräften“ oder ein Freiwilliger blieb an seiner Stelle.
- Mads Erkenntnisse in Abzu: Während seiner Gefangenschaft erkannte Mad, dass Ram (eine ehemalige Hauptgehilfin von Inanna, die ihm einst als Priesterin gedient und ihn beschützt hatte) nicht gestorben war. Er erfuhr, dass Ram, die er als alte Kriegergestalt identifizierte, eine Göttin (Ninhursag) war, die ihre wahre Identität verbarg, da „Götter Meister darin sind, sich und ihre Wahrheiten zu verbergen!“
- Flucht aus Abzu: Mads Befreiung erfolgt durch Ram, die in seinen Körper eindringt, um den Übergang zu ermöglichen. Ram opfert ihren physischen Körper, indem sie in Abzu zurückbleibt. Pugat, Inannas Tochter, hatte monatelang an der Wiedereröffnung der Tunnel gearbeitet, um Mad zu befreien.
- Rückkehr nach Arge und die dortige Situation
- Wiedervereinigung: Nach seiner Befreiung trifft Mad Pugat im Verlies. Ihre Wiedervereinigung ist emotional, und Mad ist überrascht von Pugats Zuneigung, was ihn zweifeln lässt, ob Ram noch in ihm ist.
- Mads Zeit in Abzu: Mad war acht Monate in Abzu gefangen.
- Enkis Täuschung: Enki ließ Inanna die „Me’s“ (göttliche Gesetze oder Kräfte) stehlen, nachdem er sich betrunken hatte. Mad ist enttäuscht, dass Enki sein Versprechen brach, ihn freizulassen.
- Inannas Me’s: Inanna brachte die Me’s nach Uruk, die Handwerkskünste (Schreibkunst, Zimmerei, Kupferverarbeitung, Schmiedekunst, Lederverarbeitung, Mauerwerk, Schilfbau), aber auch „Heuchelei“, „Plünderung von Städten“, „Klagen erheben“, „Verrat“ und „Prostitution“ enthielten. Pugat ist von einigen dieser Me’s entsetzt.
- Arges Wiederaufbau: NinÅŸubur (Pugats Mutter) wurde von Inanna beauftragt, Arge wiederaufzubauen, als Belohnung für Mads Dienste. Arge wird zu einer befestigten Stadt mit Mauern aus Stein. Dort gab es keine Sklaven, und es war verboten, Menschen zu töten oder zu versklaven, was es zu einem „friedlicheren und menschlicheren“ Ort als andere Tempel machte.
- Mads Rolle in Arge: Mad ist der Priester des Tempels von Arge, was eine Überraschung für ihn ist. Ninşubur erwartet, dass er diese Rolle nach seiner Rückkehr übernimmt.
- Herausforderungen in Arge: Mad fühlt sich unsicher in Arge, da Enkis Männer ihn dort suchen könnten, und er möchte die Menschen dort nicht gefährden. Er möchte Arge verlassen, um sich allein Enki zu stellen. Pugat und Ninşubur sind dagegen. Mad glaubt, dass Arge aufgrund der Eisenerzminen gefährdet ist und dass Enki und Marduk diese Minen kontrollieren wollen.
- Mads göttliche Herkunft: Es wird angedeutet, dass Mad eine besondere Rolle spielt. Er ist „auserwählt“ und trägt die „stärkste Magie“ von Inanna in sich. Götter fürchteten ihn und seine Fähigkeit, ihre „bösen Zauber“ zu brechen.
- Die Reise nach Babylon und der Konflikt mit Marduk
- Enkis Abkommen: Enki hat ein Abkommen mit Mad getroffen: Mad soll nach Babylon gehen und Gott Marduk davon überzeugen, den Kanalbau zu stoppen, der das Wasser vom Euphrat nach Uruk und Ur umleiten würde. Wenn Mad scheitert, droht Enki, Arge zu zerstören.
- Marduks Hintergrund: Marduk, der babylonische Kriegsgott, tötete die Göttin Tiamat und wurde dadurch zum alleinigen Gott Babylons. Er gilt als „gnadenloser und grausamer Gott“.
- Mads Mission: Mad soll den Kanalbau stoppen, um Sümer vor Dürre und Marduks Plünderungen zu bewahren. Er lehnt Gewalt ab und möchte die Sklaven überzeugen, die Arbeit einzustellen. Sein Ziel ist es, die „bösen Zauber“ zu brechen, die Menschen gefangen halten.
- Reisebegleiter: Mad reist mit Pugat und zwanzig Kriegern nach Babylon. Die Reise ist gefährlich und führt durch Wüsten und Wälder.
- Begegnung mit Sidar: Mad trifft Sidar, einen erfahrenen Krieger, der ebenfalls nach Babylon reist. Sidar hat eine Geburtsnarbe am Hals, die Mads Mutter ähneln könnte, was eine ungewöhnliche Verbindung schafft. Sidar enthüllt, dass er früher gestohlen hat, aber jetzt ein loyaler Krieger ist.
- Babylonische Gesellschaft: Babylon ist eine große, prächtige Stadt, aber auch von Elend geprägt. Die meisten Sklaven wurden zum Kanalbau nach Sippar gebracht, was die Stadt leer und seelenlos macht. Mad erkennt, dass die Bequemlichkeit von Uruk und Eridu auf der Versklavung von Menschen beruht. Er fühlt sich den Sklaven verbunden.
- Marduks Tempel und Turm: Der Esagila-Tempel und der Ziggurat von Marduk sind imposant und zeigen Marduks Macht. Mad erkennt, dass Marduks Macht auf der Angst und Kontrolle der Menschen beruht. Nur Priester und Adlige dürfen den Ziggurat betreten.
- Mads Plan für Sippar: Mad plant, die Kanalbauarbeiten zu verlangsamen oder zu stoppen, indem er die Sklaven überzeugt, ihre Arbeit einzustellen. Er glaubt, dass die zunehmende Zahl der Sklaven im Kanal und die drohende Dürre Marduk dazu zwingen werden, seine Pläne zu ändern.
- Herausforderungen in Sippar: Die Sklaven sind müde, hungrig und vom langen Arbeiten gezeichnet. Sie fürchten die Bestrafung durch Mikku, den Aufseher. Mad muss ihr Vertrauen gewinnen.
- Mads magisches Instrument (Büyülüdil): Mad nutzt seine „Büyülüdil“ (magische Zunge/Flöte), um Melodien zu spielen, die die Sklaven beruhigen, ihnen Hoffnung geben und sie von ihren Ängsten ablenken. Diese Musik hat eine tiefgreifende Wirkung auf sie, selbst die Soldaten und Aufseher sind betroffen.
- Die Täuschung mit dem Zauberkraut: Um die Sklaven zu überzeugen, die Arbeit zu verlangsamen, lässt Mad sie ein magisches Kraut (Senna) in ihre Nahrung mischen, das sie krank macht und ihre Arbeitsfähigkeit beeinträchtigt. Er argumentiert, dass die Götter die Menschen nicht hungern lassen würden, wenn sie nicht arbeiten.
- Sklaven-Widerstand: Die Sklaven beginnen, die Arbeit zu verlangsamen und Marduks Autorität infrage zu stellen, inspiriert durch Mads Botschaft und Handlungen. Mikku bemerkt den Widerstand und warnt die Priester.
- Nemrud und Şemud: Rahip Nemrud (Marduks Hohepriester) und der Militärkommandant Şemud werden nach Sippar geschickt, um die Lage zu kontrollieren. Sie versuchen, die Sklaven mit Versprechungen auf Belohnung und Erleichterung zu überzeugen, aber auch mit der Drohung göttlicher Bestrafung.
- Die Rolle der Angst: Mad ist überzeugt, dass die Götter die Menschen durch Angst kontrollieren: „Die Götter kontrollieren die Menschen nur durch Furcht.“ Er will diese Angst brechen.
- Zentrale Konflikte und Themen
- Freiheit vs. Sklaverei: Ein zentrales Thema ist der Kampf um Freiheit. Mad verkörpert die Idee der individuellen Freiheit und widersetzt sich der Sklaverei, sowohl in physischer als auch in mentaler Hinsicht. Er glaubt, dass die „bösen Zauber“ der Priester und Götter die Menschen in mentaler Sklaverei halten.
- „Ich bin auch ein Sklave gewesen. Es war nicht einfach, aber ich bin endlich frei geworden.“
- „Sklaverei ist nur ein Zauber, der den Menschen gefangen hält. Ein böser Zauber, der von Priestern in ihren Tempeln entworfen wurde. Eines Tages, wenn dieser Zauber gebrochen wird, wird niemand mehr Sklave sein wollen.“
- Glaube und Aberglaube: Die Macht der Götter und Priester wird durch den Glauben der Menschen aufrechterhalten. Mad versucht, diesen Glauben zu erschüttern, indem er die wahre Natur der Götter und die Manipulation durch die Priester aufzeigt.
- „Die Götter gibt es nicht, nur die Tempel. Die Tempel gibt es nicht, nur die Priester. Die Priester gibt es nicht, nur die Lügen. Die Lügen gibt es nicht, nur die Furcht. Die Furcht gibt es nicht, nur die Sklaven.“
- „Menschen, die Angst haben, können keine freien Menschen sein.“
- Individuum vs. Gesellschaft: Mads Kampf ist auch ein Kampf gegen gesellschaftliche Konventionen und Erwartungen. Er weigert sich, sich anzupassen und fordert andere auf, ebenfalls ihre „inneren Tempel“ zu zerstören.
- „Mad war anders als sie, er musste nicht denken wie sie. Sie lebten, wie sie es gewohnt waren, aber Mad wollte richtig leben. Er wollte so leben, wie er es glaubte, auch wenn er den Göttern trotzen musste.“
- Macht und Korruption: Die Götter und ihre Tempel werden als korrupte und machtgierige Einheiten dargestellt, die Menschen für ihre eigenen Zwecke ausnutzen. Kriege und Sklaverei dienen dazu, ihre Macht zu festigen und ihren Reichtum zu mehren.
- „Kriege und Sklaverei dienten dazu, ihre Macht zu festigen und ihren Reichtum zu mehren. Die Götter und Tempel waren die einzigen Gewinner. Die Verlierer waren die Menschen.“
- Freundschaft und Loyalität: Trotz Mads schwieriger Mission und seiner eigenwilligen Natur bilden sich enge Bande der Freundschaft und Loyalität unter den Sklaven und Kriegern, die ihm vertrauen. Hakko und Şamaş sind Beispiele für diese Entwicklung.
- Mads Entwicklung und Rolle als Retter
- Innere Reifung: Mad reift in seiner Einsamkeit in Abzu. Er wird sich seiner Bestimmung bewusster und entwickelt eine stärkere Entschlossenheit.
- Der „Büyülüdil“-Priester: Mad nutzt seine einzigartige Fähigkeit, die „Büyülüdil“ zu spielen, um die Herzen der Menschen zu erreichen und ihnen Hoffnung zu geben. Dies unterscheidet ihn von den traditionellen Priestern, die die Menschen durch Angst kontrollieren.
- Vision der Freiheit: Mads Vision ist eine Gesellschaft ohne Sklaven, wie Arge es werden soll. Er ist bereit, sein Leben zu opfern, um dieses Ziel zu erreichen.
- Wachsender Einfluss: Trotz anfänglicher Skepsis und Ablehnung gewinnen Mads Ideen an Einfluss unter den Sklaven, die an ihn als „Retter“ glauben.
- Ausblick
Die Geschichte deutet auf einen bevorstehenden Konflikt hin, bei dem Mad und die von ihm inspirierten Sklaven versuchen werden, sich Marduks Kontrolle zu entziehen und ihre Freiheit zu erlangen. Der Erfolg hängt davon ab, ob Mad die Sklaven überzeugen kann, die „bösen Zauber“ der Angst und des Aberglaubens zu brechen. Das Schicksal der sümerischen Städte und ihrer Götter hängt ebenfalls von Mads Erfolg ab, den Kanalbau zu stoppen und den Krieg zwischen Sümer und Babylon zu verhindern.
MAD 2 English
Mad’s Liberation Saga: Priest, Goddess, and Rebellion
This extensive text, „MAD 2“ details Mad’s journey and his efforts to free enslaved people from the control of powerful deities like Marduk and Enki. Mad, a priest, initially believes Ram is an old warrior, only to later discover Ram is a goddess who intends to inhabit his body. The narrative follows Mad’s escape from Abzu, his experiences as a slave, and his growing conviction that freedom is paramount. He rallies fellow slaves with his enchanting melodies and a growing resistance against their oppressors, ultimately leading to a confrontation between the Sumerian and Babylonian forces. The story concludes with Mad contemplating his purpose and the heavy burden of the suffering he witnessed, hinting at an ongoing struggle for liberation despite personal loss and disillusionment.
Â
Mad 2 Özgür İnsan: Freedom’s Call in Ancient Mesopotamia
This detailed briefing document reviews the main themes and most important ideas or facts from the provided source, „MAD 2“, with appropriate quotes.
Briefing Document: „MAD 2 Özgür İnsan“ – Themes, Characters, and Plot
Source: Excerpts from „MAD 2“ by M. Mehmet Ünver.
- Overview and Core Themes
„MAD 2 Özgür İnsan“ is a novel that explores themes of freedom, identity, sacrifice, and the corrupting influence of power and religion. The narrative focuses on the protagonist, Mad, a „savior“ figure, and his journey to liberate himself and others from various forms of servitude, both physical and metaphorical. The text critiques the manipulation by divine and priestly authorities and highlights the resilience and longing for freedom among the oppressed.
Key Themes:
- The Nature of Freedom: Freedom is not merely the absence of physical chains but an internal state of being. Mad constantly strives for and advocates for true freedom, which includes mental liberation from fear and indoctrination. As he states, „Freedom, for him, meant nothing more than surrender if he gave up on the thought of freedom for a moment.“
- Critique of Divine and Religious Authority: The narrative consistently portrays gods and priests as manipulative, self-serving, and often cruel. They use „Me’s“ (divine decrees/powers), fear, and false promises to control humans and maintain their power. Mad’s ultimate goal is to challenge and dismantle these systems. „He didn’t want to shed human blood for the sake of either Babylonian or Sumerian lands; on the contrary, he wanted to prevent people from slaughtering each other for evil spells.“
- The Power of Belief and „Good Magic“: Mad’s „magic“ is often associated with inspiration, hope, and compassion, contrasting sharply with the „evil magic“ of the gods and priests, which instills fear and enforces obedience. His ability to move people through his music (the „magic flute“) and his ideas demonstrates the power of empathy and truth over coercion.
- Sacrifice and Selflessness: Characters like Ram, Pugat, and ultimately Mad himself, make significant sacrifices for the freedom and well-being of others. Ram sacrifices her divine presence to free Mad, and Mad is willing to sacrifice his own comfort and safety for the slaves.
- The Journey of Self-Discovery: Mad’s experiences in Abzu and among the slaves force him to confront his own identity, purpose, and the true meaning of being a „savior.“ He learns that liberation is not a solitary act but requires collective awakening.
- Main Characters and Important Relationships
- Mad: The protagonist and „savior“ figure. He is initially a temple priest in Arge, captured and enslaved in Uruk, then imprisoned by Enki in Abzu. His core motivation is freedom, both for himself and others. He possesses a „magic flute“ that can influence emotions and inspire hope. He is idealistic but learns the harsh realities of the world. He believes his „strongest magic is this passion for freedom in his heart.“
- Pugat: Daughter of Ninshubur, she is a loyal and brave warrior who plays a crucial role in Mad’s liberation from Abzu and his journey. She is deeply concerned for Mad’s safety and eventually insists on accompanying him. Her growth shows her evolving from a practical warrior to someone who understands the deeper struggle for freedom. She recognizes Mad’s unique qualities, despite his lack of traditional „heroic“ traits.
- Ram (Ninhursag): A goddess, initially disguised as an old woman who trained Mad as a priest in Arge. She secretly sacrifices her divine form to release Mad from Abzu, remaining inside a warrior’s body (implied to be the warrior who later aids Pugat). She represents a more benevolent, albeit hidden, divine influence. Her statement, „gods are masters at hiding themselves and their truths,“ is central to the narrative’s critique of divinity.
- Ninshubur: Inanna’s former chief assistant and Pugat’s mother. She is wise, experienced, and deeply committed to Sumerian well-being. She orchestrates much of the strategic planning for Mad’s mission to Babylon and the defense of Arge. She represents a pragmatic and protective maternal figure.
- Enki: The „Wise God“ of Sumer, who cunningly entraps Mad in Abzu. He is manipulative and self-serving, making deceptive agreements to maintain his power and control.
- Inanna: The Sumerian goddess rescued by Mad. While initially appearing as a benevolent figure, her actions are later revealed to be intertwined with divine politics and self-interest, causing Mad some disillusionment. She promises Mad that his name will be given to a temple, but this does not happen in Uruk due to other gods‘ resistance.
- Marduk: The „Warrior God“ of Babylon. Portrayed as a ruthless and ambitious deity who seeks to consolidate power by weakening Sumer through a diversion of the Euphrates River (canal construction). His priests, like Nemrud, enforce his will through fear and false promises. „Marduk’s goal is to be the sole God on earth and in the sky. A God unseen, yet whose presence is felt everywhere, whose fear is lived.“
- Nemrud: Marduk’s chief priest, a cunning and manipulative figure who uses both threats and deceptive kindness to control the slaves and advance Marduk’s agenda. He epitomizes the corrupt religious authority.
- Shemud: Marduk’s military commander, Nemrud’s counterpart in enforcing the canal project. He is equally ruthless but more direct in his methods.
- Hakko: A slave in the canal trenches, originally from Nippur. He is initially cynical and focused on personal vengeance against those who wronged him, but eventually comes to trust and support Mad, symbolizing the potential for collective awakening.
- Sidar: A mercenary warrior who accompanies Mad to Babylon and also ends up in the canal. He is practical, resilient, and becomes an early ally to Mad in the trenches. He understands the sacrifices required for freedom.
- Kasis: An Arge warrior disguised as a food distributor in the canal, providing crucial intelligence and aid to Mad.
- ShamaÅŸ, Ninkur, AnÅŸar, Daylan: Fellow slaves in Mad’s team in the canal, initially skeptical but gradually persuaded by Mad’s vision of freedom. They represent the enslaved populace who need to overcome their ingrained fear and fatalism.
- Mikku: A cruel and powerful slave overseer in the canal, who embodies the oppressive force of the system. He is a former soldier who found new purpose in brutality.
III. Key Plot Points and Narrative Progression
- Abzu and Escape:
- Mad is imprisoned in Abzu by Enki as a condition for Inanna’s release. Abzu is a timeless, isolated paradise, but Mad longs for true freedom and human connection.
- Ram, disguised as an old warrior (Hammar is implied to be Ram’s human form in Babylon, but here it’s clearly stated that Ram entered the warrior to free Mad), sacrifices her divine form to free Mad, entering the warrior’s body and remaining in Abzu in Mad’s place.
- Pugat, with the help of Ninshubur and her team, excavates tunnels to reach Mad.
- Mad and Pugat escape Abzu, experiencing their reunion as a deeply emotional moment.
- Return to Arge and Unveiling Truths:
- Mad and Pugat return to a rebuilt and fortified Arge, led by Ninshubur.
- Mad learns that Ram is alive and is actually the goddess Ninhursag, who disguised herself and entered the warrior’s body to save him.
- He also learns that Inanna, despite being rescued, did not prioritize him and that the Sumerian gods, including Tammuz (Inanna’s husband), are wary of or resentful of an „ordinary mortal“ being a „savior.“ Inanna entrusted Ninshubur with rebuilding the temple in Arge, implying a shift in focus.
- Mad is disillusioned by the gods‘ politics and their focus on power rather than true well-being.
- The Threat of Babylon and Marduk’s Canal:
- Enki, through his envoys, „forces“ Mad into a new „agreement“: Mad must go to Babylon to stop Marduk from diverting the Euphrates River, which would devastate Sumerian lands. If Mad fails, Enki threatens Arge.
- This „agreement“ is a cunning trap by Enki to use Mad’s unique „magic“ (his capacity to inspire and liberate) against Marduk, without engaging in direct conflict himself.
- The Sumerian gods are shown to be fearful of Marduk and prioritize their own power and survival over the well-being of their people.
- The Journey to Babylon and the Canal Trenches:
- Mad, Pugat, and a group of Arge warriors (led by MaÅŸnu) embark on the dangerous journey to Babylon.
- Ninshubur devises a plan for the warriors to infiltrate Babylon and Sippar (where the canal is being built) disguised as traders or criminals, to gather intelligence and sabotage the canal from within.
- Mad and Sidar (a resourceful warrior) intentionally get arrested in Babylon to be sent to the canal trenches, where the enslaved people are forced to work. Mad’s aim is to reach and inspire the slaves.
- Life in the Trenches and Mad’s „Magic“:
- Life in the canal trenches is brutal, characterized by harsh labor, limited food, and constant threat of abuse from overseers like Mikku. Slaves live in fear and resignation.
- Mad quickly recognizes that the real „magic“ holding the slaves captive is fear and indoctrination, not physical chains. He believes „the only way to break bad spells was through good spells.“
- He uses his „magic flute“ (büyülüdil) to play melodies that bring peace and hope to the slaves, subtly inspiring them and earning their trust and respect. This music is described as reaching their souls, making them feel like they are „wandering in Dilmun in their dreams.“
- Mad strategically reveals his identity as the „savior“ and „priest of Arge“ to carefully chosen slaves (Hakko, ShamaÅŸ, Ninkur, AnÅŸar, Daylan), emphasizing his commitment to their freedom and the existence of a free land (Arge).
- He confronts the prevailing mindset that their „destiny“ is slavery, arguing that freedom is a choice and that the gods‘ power is tied to their temples and priests. „If the gods did not have their instruments, how could they harm people?“
- Mad and his allies among the slaves begin to subtly slow down the work on the canal.
- Nemrud’s Counter-Measures and Escalation:
- The slowing of the canal progress attracts the attention of Nemrud and Shemud, who come to Sippar to investigate.
- Nemrud offers false promises of reward (service in Marduk’s temple/ziggurat) and increased rest to the slaves, while also threatening severe punishment for resistance and offering rewards for revealing the „Arge rebel.“
- Nemrud’s speech reveals his understanding that kindness can be more effective than fear in controlling the slaves: „A single good deed shown to them, a single magical word that soothes their hearts, is more meaningful to them than the freedom they would carry on their backs like a burden throughout their lives.“
- Mad and his allies realize the danger of these new tactics and plan to counteract them.
- Sabotage and Growing Rebellion:
- Mad devises a plan to use „magic herbs“ (senna) in the slaves‘ food to cause widespread illness, further slowing down the canal construction. Kasis helps implement this plan.
- The resulting illness confirms Mad’s strategic brilliance and further emboldens the slaves‘ belief in the „savior.“
- The death of an old slave further solidifies Mad’s resolve and allows him to demonstrate compassion by performing a funeral rite and playing his flute, further distinguishing himself from the cruel authorities.
- Mad successfully reconciles with Hakko after a previous misunderstanding, showing his growth in dealing with interpersonal conflicts. Hakko’s change of heart is significant, as he was initially resistant to the idea of „saving slaves.“
- The increasing number of deaths in the trenches, coupled with the illness, reinforces the urgency of Mad’s plan.
- The Grand Plan and Collective Action:
- Mad reveals his full plan to his trusted circle of slaves: not only to slow the canal work but to eventually lead them to Arge, a land of freedom with no slaves.
- He emphasizes the growing numerical advantage of the slaves over the soldiers and the opportune moment to escape before Marduk can fully consolidate his power and attack Sumer.
- The discussion about the canal as „a gift from the gods for the slaves to be free“ reframes their suffering as an opportunity.
- The slaves‘ initial fear and skepticism are gradually replaced by hope and a willingness to take action, especially after experiencing the effectiveness of Mad’s „magic“ and the contrast between his genuine concern and the gods‘ manipulation.
- The Imminent Confrontation:
- The increased resistance and slowing of work by the slaves alert the authorities. Mikku reports the „savior“ rumors, and troop numbers at the canal increase.
- Ninshubur receives a cryptic message from Inanna, indicating that Enki and other gods are forming an alliance to attack Marduk, potentially escalating the conflict and putting the slaves in even greater danger. This forces Ninshubur to reconsider her strategy and prioritize the rescue of the Sumerian warriors (and implicitly, the slaves) from the trenches.
- The narrative sets the stage for a dramatic confrontation between Mad’s growing „army“ of liberated slaves and Marduk’s forces, with the fate of Sumer and the promise of freedom hanging in the balance.
- Significant Quotes
- „Mad insanların yaÅŸadığımız yeryüzünü nasıl kendi elleriyle yaÅŸa-nılmaz ve katlanılmaz kıldığı gerçeÄŸini gözler önüne seriyor.“ (Mad reveals how humans have made the world uninhabitable and unbearable with their own hands.) – From the Foreword, setting the overarching theme.
- „Mad kurtarıcı bir kiÅŸilik olarak amacına ulaşırken, onu çekici kılan ÅŸey; topluma itiraz etmesi deÄŸil, toplumdan bağımsız kendisini ta-nıyabilmesi ve bağımsız kimliÄŸi ile topluma yeniden kurtarıcı tarzda dönüş yapabilmesiydi.“ (As a savior figure, what made Mad attractive in achieving his goal was not his objection to society, but his ability to recognize himself independently from society and return to society as a savior with his independent identity.) – From the Foreword, defining Mad’s unique nature.
- „Özgürlük düşüncesinden bir an vazgeçmek onun için teslimiyetten baÅŸka mana ifade etmiyordu.“ (For him, giving up the thought of freedom for a moment meant nothing but surrender.) – Mad’s core philosophy while imprisoned in Abzu.
- „Unutma, tanrılar kendilerini ve gerçeklerini saklamakta ustadırlar! Tanrıların en büyük hüneri gerçekleri kurnaz-ca gizleme yetenekleridir!“ (Remember, gods are masters at hiding themselves and their truths! The greatest skill of the gods is their ability to cunningly conceal the truth!) – Inanna’s confession to Mad, revealing the deceptive nature of the gods.
- „Benim yüzümden kimse zarar görmemeli… Ne Arge’de korun-mak için kale duvarları örülmeli ne de kimse buraya saldırmayı dü-şünmeli.“ (No one should be harmed because of me… No castle walls should be built in Arge for protection, nor should anyone consider attacking here.) – Mad’s selfless motivation to leave Arge to protect its people.
- „O deli gitse bile, senin birlikte gitmene izin veremem!“ (Even if that madman goes, I cannot allow you to go with him!) – Ninshubur’s concern for Pugat, highlighting Mad’s perceived recklessness.
- „Neden anlamıyorlardı? Mad yeni bir Arge faciası daha yaÅŸamak istemiyordu. YaÅŸanacak felaketler ve yeni katliamlardan sorumlu tutulmak istemiyordu. Bir kurtarıcı, yaÅŸatan olmalıydı, öldürten deÄŸil.“ (Why didn’t they understand? Mad didn’t want another Arge disaster. He didn’t want to be held responsible for disasters and new massacres. A savior should be a life-giver, not a killer.) – Mad’s internal struggle and sense of responsibility.
- „Rahiplerin kötü büyülerini yine iyi büyüler yapan rahipler bozabilir.“ (Only priests who perform good spells can break the evil spells of priests.) – Mad’s belief in combating manipulation with truth and positive influence.
- „Marduk’un amacı, yeryüzünde ve gökyüzünde tek Tanrı olmak. Hem de nerede olduÄŸu görülmeyen ama, her yerde varlığı hisse-dilen, korkusu yaÅŸanılan bir Tanrı!“ (Marduk’s goal is to be the sole God on earth and in the sky. A God unseen, yet whose presence is felt everywhere, whose fear is lived!) – Ninshubur’s description of Marduk, highlighting his ambition and the nature of his power.
- „Bu tür yeminlerin rahiplerin ta-pınaklara hizmet için seçildiklerinde ettikleri yeminden ne farkı var-dı? Her kentin yazgısını elinde tutan tanrıların, ne yiyeceklerinden ne giyeceklerine kadar insanlar üzerinde söz sahibi olan tapınakların ve yüksek kale surlarıyla korunmak zorunda kalan kentlerin durumu zaten ortada deÄŸil miydi?“ (What was the difference between these oaths and the oaths priests took when chosen to serve the temples? Wasn’t the situation of the cities, where gods held the destiny of every city and temples had authority over people from what they ate to what they wore, and cities had to be protected by high castle walls, already obvious?) – Mad’s internal critique of the system of gods, temples, and priests.
- „O hâlde Mad kendisinin de ne olduÄŸunu bilemediÄŸi büyüyü nasıl kullanacaktı? Hem, neticede o da bir büyü idi. Güçlü olması, iyi büyü manasına gelmiyordu ki?“ (So how was Mad to use a magic whose nature he himself didn’t know? After all, it was still a kind of magic. Being powerful didn’t necessarily mean it was a good magic, did it?) – Mad’s uncertainty about his own power and the nature of „magic.“
- „Kölelerin olmadığı kent iÅŸte, böyle bakımsız ve ruhsuzdu. Åžaşılacak ÅŸeydi! Demek; kente canlılığı bile köleler veriyordu.“ (A city without slaves was neglected and soulless. It was astonishing! So, it was the slaves who gave vitality to the city.) – Mad’s realization about the true source of a city’s vibrancy and wealth.
- „Benim beklediÄŸim kur-tarıcı yaÅŸamla gelir, ölümle deÄŸil!“ (The savior I await comes with life, not with death!) – ShamaÅŸ’s initial skepticism about Mad’s mission, highlighting the slaves‘ desire for survival over abstract freedom.
- „Acılara karşı bu denli duyarsız kalmak, yalnızca kendini düşünmek ancak, kötü büyülerin iÅŸareti olabilir. İzin ver sendeki büyüleri bozayım!“ (To remain so insensitive to suffering, to think only of oneself, can only be a sign of evil spells. Let me break the spells within you!) – Mad’s powerful statement to ShamaÅŸ, identifying selfishness as a „bad spell.“
- „Köleler her zaman korkuyla terbiye edilmezler, bazen de iyilikle ikna edilirler, tıpkı bugün olduÄŸu gibi.“ (Slaves are not always disciplined by fear; sometimes, they are persuaded by kindness, just as it was today.) – Nemrud’s cynical understanding of slave psychology, used to manipulate them.
- „Demek, yazgı deÄŸiÅŸiyormuÅŸ!“ (So, destiny can change!) – Ninkur’s hopeful realization after Hammar saves him from the snake, reflecting a shift in the slaves‘ fatalistic worldview.
- „Bu seferki lapa daha önce yediklerimiz gibi deÄŸil, sahiden çok lezzetli. İnan-mazsanız alın, kenarından tadın! Bakın ben nasıl yiyorum!“ (This time the porridge isn’t like what we’ve had before; it’s truly delicious. If you don’t believe me, take some and taste it! Look how I’m eating it!) – ShamaÅŸ’s deceptive claim to encourage others to eat the „magical“ porridge, highlighting the practical application of Mad’s plan.
Mad kitabı, ölümlü genç bir rahip olan Mad’ın kötü büyüler yapan Tanrılara boyun eÄŸmeyiÅŸini, âdeta bir kurtarıcı gibi sefalet içindeki köleleri uyandırmasını, içlerindeki özgürlük ateÅŸini yakmasını konu ediniyor. Yani Mad insanların gerçekleri görmesini engelleyen kötü büyüleri bozmayı hedefliyor. Elbette bu niyeti farkedilince iÅŸkenceye maruz kalıyor, yılmıyor, korkmuyor sonuçta özgürlük meÅŸalesini yakıp uzattığı köleler tüm bu zulme son veriyor.
Bir yanda Babil’de gördüğü aÄŸzına kadar dolu ambarlar diÄŸer yanda bir avuç bulgur lapası ve 2 hurmayla yazarın deyimiyle tıpkı hayvanlar gibi hizmete koÅŸulan kölelerin içler acısı hâli Mad’ı sürekli sorgulamalara itiyor. Âdeta kötü büyülerle hayatlarını Tanrıların hizmetine adayan, insan dışı ÅŸartlarda çalışan, yaÅŸayan, deÄŸersizleÅŸtirilmiÅŸ insan topluluklarının cesarete ve özgürlüğe bu kadar yabancı oluÅŸu Mad’ı sorgulamalara itiyor. Bu insanlar adına üzülüyor, endiÅŸeleniyor, âdeta doÄŸum sancısı çeken bir anne gibi sıkıntılı günlerden feraha kavuÅŸacakları anı hayal ediyor.
Yazar âdeta bir ironi yaparak İngilizce de deli manasındaki mad kelimesini, dostlarının kendisine ‚deli‘ dediÄŸi baÅŸ karaktere isim olarak seçiyor ve Mad isimli ölümlü kahramanı eliyle ölümsüz Tanrılara savaÅŸ açtırıyor.
Yazarın anlatımı her zamanki gibi temiz, anlaşılır ve sürükleyici. Statü farkını en net şekilde okura hissettiren yazar, dönemin portresini çok güzel çiziyor. Kahramanı Mad aracılığıyla bütün kötülüklerin kaynağının korku olduğunu, bütün güzelliklerinse özgürlükte bulunduğunu bununsa sandıkları kadar uzak ve imkânsız olmadığını, istemek ve kararlı olmanın yeterli olacağını insanlara öğretiyor.
Kitap için kurgu gayet başarılı, karakter çeşitliliği içinde akıcı, sürükleyici bir anlatım olmuş. Etkileyici, dil temiz, sade olmuş. Yani bütün kitaplarınızı okuyan biri olarak sizin tarzınız bu ve oldukça iyi. Betimlemeler oldukça gerçekçi, okurken sanki oradaymışsınız hissi veriyor. Kitapta adı geçen küçük bir karakterin bile mutlaka bir sebebi var ve okur bunu unutsa da yazar bunu bir şekilde karşımıza çıkararak her şeyin kontrol altında olduğunu hissettiriyor.