MAD 3 – VATANSIZ
ISBN: 978-6054034499
Sayfa Sayısı: 303
Baskı Tarihi: 24 Eylül 2008 / İstanbul
Yayınevi: Ciniusyayınları
www.ciniusyayinlari.com
Ekrana yansıyan telâşlı görüntüsünün yardımıyla seyredenlere ne denli önemli bir haberi geçtiğini hissettirme amacıyla „Yine Terör!“ diyen spiker daha kurduğu ilk cümlede yuvarlak yüzlü, Tatar gözlü Ram’ın dikkatini çekmeyi başardı. İhtiyarlıktan iyice incelmiş parmaklarıyla kurcalamakta olduğu diz üstü bilgisayarından ayırdığı bakışlarını haber programına kaydırdı.
Yarısını olay yerinden video görüntülerin kapladığı ekranın diğer yarısında sıkışıp kalan spiker konuşmasını sürdürdü. „Ancak, bu sefer sağ duyulu bir görgü tanığının erken ihbarı sayesinde güvenlik güçlerimiz yüzlerce ölüme sebep olabilecek bombayı son anda etkisiz hâle getirmeyi başardı.“
Kitabın İçinden
Kendini her konuda doğrunun ve hakkın yegane sahibi gören biz Türklerin vazgeçemediği hastalığı bu. Önümüzde diz çökmeyen, iradelerini teslim etmeyen veya direnenlerin bize kasteden birer tehdit ve düşman olduklarına inanmak nerdeyse varlığımızın da birer ilkesini oluşturmuş. Bu yönüyle tipik bir dindardan da farkımız yok hani. Sorgulamanın yasak, imanın ise emredildiği sözde modern bir devlet bizimkisi. Dağlı bir çobanın devlet başkanının yakasına yapışıp hesap sorabildiği Batı uygarlığı ile ``Dünyaya uygarlığı ve medeniyeti bağışladığını iddia eden`` bizim, bir meclis üyesini, ordu subayını, köy ağasını hatta mahalle muhtarını dahi eleştiremediğimiz devleti kıyaslayınca ortaya çıkan çelişkiden sadece ürküyorum. Belki de bu konuda yapılabilecek her şeyden ümidimi kestiğim için bugün ülkemden millerce uzakta, yabancı bir kıtada çevre sorunlarına ayırıyorum vaktimi.
Yerinde olsam ümitsiz kalmak yerine direnmeyi seçerdim. Çünkü: Vazgeçtiğmiz her türden bireysel özgürlük hakkı aynı zamanda vazgeçtiğimiz toplumsal aydınlanma umudumuzdur. Kaldı ki bu yalnızca sana ve ülkene ait bir husus değil. Gördüğüm kadarıyla yeryüzünde yaşayan insanların büyük kısmı bu çıkmazı yaşıyor. Bireysel olarak kendilerini ifade edemeyenler veya talepleri ciddiye alınmayanlar hâliyle örgütlenerek güç olma yoluna gidiyorlar. Bu bir sistem için daha riskli değil mi?
Views: 42
Vatansız – Mad3 kitabını alırken düşündüğüm zor ama önemli bir konuyu yetkin ve tarafsız bir zihinden okumak istiyor olduğumdu.
Ne okuyacağıma dair bilgim yoktu, hassas bir konunun özünü anlamak istiyordum ancak yanıltılmaya çalışırsam düşüncesiyle tedirgindim. Kitabın başlığı ve kapak resmi de tedirginliğimi azaltmıyordu doğrusu. Okumaya başladığımda açılış bölümü bildik gerginlikle başlar gibi oldu. Gibi oldu diyorum çünkü devamı öyle olmadı. Konu son derece hassas bir şekilde ele alındı. Hikayenin başlangıcı çok etkileyici ve bağlayıcı ortak bir kaynaktan köken alıyordu. Kahramanlar son derece özenle kurgulanmıştı. Yazar kahramanlara eşit mesafede duruyor ve her iki tarafın hem zayıf hem de güçlü yönlerine vurgu yapıyordu. Olay örüntüsü tarihsel arka plan kadar çağdaş gelişmeleri de içermekteydi. Yazar arada devreye giriyor kahramanları aracılığıyla birikimlerini ve kişisel öngörülerini okuyucuya aktarıyordu. Aktarımların tümü kanıta dayalı idi ve neden olmadığını değil nasıl olabileceğini anlatmaktaydı. Mekanlar, kültürler, güncel sosyal ve teknolojik gelişmeler şaşırtıcı bir rahatlıkla ve yaşama yedirilerek aktarılıyordu. Dil son derece anlaşılır ve sahici, olayların mantıksal akışı pürüzsüzdü. Tüm bu özellikler elbirliğiyle özenle seçilmiş başlığın (vatansız) altını dolduruyordu. Kitabın, bana göre şaşırtıcı, sonu da umudun var olmaya hep devam edeceğini vurguluyordu.
Bilgilendiğim bir okuma oldu. Bazı zor durumları anlamlandırmama yardımcı oldu. Değerlendirmeleri daha sağlam bir zeminde yapabilmeme olanak tanıyacak bir okuma oldu. Konunun anlaşılması yanlış anlamaların önüne geçmeye ve ortak paydaların sayısını artırmaya yardımcı olacaktır.
Sn. M. Mehmet Ünver, emeğinize sağlık.