Merhaba Mehmet. Çoğu insanın cesaret edemeyeceği, aykırı tespitlerle dolu böyle bir romanı yazmaya cesaret etmenden dolayı tebrik ederim. Romandaki kurgular ve bilgiler duygularıyla hareket edeni memnun eder mi bilmiyorum ama ben ziyadesiyle beğendim. Yazı dili yalın ve akıcı. Başta insanı...
WeiterlesenMerhaba Mehmet.
Çoğu insanın cesaret edemeyeceği, aykırı tespitlerle dolu böyle bir romanı yazmaya cesaret etmenden dolayı tebrik ederim.
Romandaki kurgular ve bilgiler duygularıyla hareket edeni memnun eder mi bilmiyorum ama ben ziyadesiyle beğendim.
Yazı dili yalın ve akıcı. Başta insanı girdap gibi içine çekip sürüklüyor. Gelişme bölümünde elbetteki tarihi roman olduğu için, kronolojik bilgiler vermek zorunda kalmışsın. Bu okuyucuyu biraz sıkabilir. Ama sonrasında güzel toparlamışsın.
Analitik düşünceden uzak, duyguların hakim olduğu coğrafyalardaki insanların çoğunluğu ilkel dürtülerinden kurtulamadığından din ve milliyetçilik sarmalına girer. Zihni yormak işine gelmez. Düşünürse rahatlığını kaybedecek belki de. O yüzden kolay olanı, inanmayı, özdeşim kurarak kazanım elde etmeyi tercih eder. Analitik düşünenler ise hayal gücüyle yeni bir dinin kitabını yazar, yüzyıllarca dünyayı kasıp kavurur. Ya da senin gibi güzel eserler vererek dünyaya bir çentik atar ve yüzyıllarca unutulmaz.
Romanında tam da bu dediklerimin üzerine basmışsın. Duygulara en iyi hitap şekli, inanç ve kutsallık sosuyla ortaya koyulan manifestolardır. İsa, Muhammed vs öncüler bunun farkında olduklarından kitleleri peşlerinden sürüklemişlerdir. Güncel dönemlere baktığımızda cahiliye dönemi dedikleri dönem bizim ülkemizde hala sürüyor. Kitleler hala elinde kutsal kitaplarla meydanlara çıkan, esip gürleyenlerin peşinden sürükleniyor. Baş tacı ediyor. Hatta beşinci halife yapmaya çalışıyor.
Evet “tüm iktidarlar zorbadır”. dediğin gibi duygu yoğunluğuna sahip insanlar güce tapar, güce tapanlara da ancak zorbalık hükmedebilir ve onları konsolide eder. Ali’nin handikapı da orda başlamış zaten. Muavviye bunu iyi bildiğinden Muhammed’i taklit etmiş gücü göstermekten imtina etmemiştir.
“Dinlerin yarattığı çelişki ve kiliselerin parçalanmışlığı” tespitin yerinde bir tespit. Bunun farkına varan ve bu çelişkilerden yararlanarak, afyonlanmayan, düşünce üretip politikleşen Amedliler huzurlu birlikteliği yakalamışlar.
Çok eşlilik meselesine gelince sanırım bu dinden bağımsız bir durum ve erkeklerin en büyük handikapı. Birçok erkek Hasan’ın yerinde olmak yada arzuladığı kadına ulaşmak ve bu durumu meşrulaştırmak için gökten bir ayet indirmeye muktedir olmak isterdi.
Dünyamıza eserlerinle çentik atmaya devam et.
Sevgiyle kal bilge insan....
Collapse