Samstag, März 15, 2025

Gästebuch

Site veya Mehmet Ünver’in eserleri hakkında görüş, öneri ve eleştirilerinizi diğer okuyucularla da paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki forumu kullanabilirsiniz.

Yorum yazmak için burayı kullanın! Einen neuen Eintrag für das Gästebuch schreiben

 
 
 
 
 
 
 
Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.
E-Mail adresiniz burada görüntülenmeyecektir.
19 Einträge
Prof. Dr. DENİZ ASLAN Prof. Dr. DENİZ ASLAN aus Ankara
Vatansız - Mad3 kitabını alırken düşündüğüm zor ama önemli bir konuyu yetkin ve tarafsız bir zihinden okumak istiyor olduğumdu. Ne okuyacağıma dair bilgim yoktu, hassas bir konunun özünü anlamak istiyordum ancak yanıltılmaya çalışırsam düşüncesiyle tedirgindim. Kitabın başlığı ve kapak resmi... Weiterlesen
Vatansız - Mad3 kitabını alırken düşündüğüm zor ama önemli bir konuyu yetkin ve tarafsız bir zihinden okumak istiyor olduğumdu.

Ne okuyacağıma dair bilgim yoktu, hassas bir konunun özünü anlamak istiyordum ancak yanıltılmaya çalışırsam düşüncesiyle tedirgindim. Kitabın başlığı ve kapak resmi de tedirginliğimi azaltmıyordu doğrusu. Okumaya başladığımda açılış bölümü bildik gerginlikle başlar gibi oldu. Gibi oldu diyorum çünkü devamı öyle olmadı. Konu son derece hassas bir şekilde ele alındı. Hikayenin başlangıcı çok etkileyici ve bağlayıcı ortak bir kaynaktan köken alıyordu. Kahramanlar son derece özenle kurgulanmıştı. Yazar kahramanlara eşit mesafede duruyor ve her iki tarafın hem zayıf hem de güçlü yönlerine vurgu yapıyordu. Olay örüntüsü tarihsel arka plan kadar çağdaş gelişmeleri de içermekteydi. Yazar arada devreye giriyor kahramanları aracılığıyla birikimlerini ve kişisel öngörülerini okuyucuya aktarıyordu. Aktarımların tümü kanıta dayalı idi ve neden olmadığını değil nasıl olabileceğini anlatmaktaydı. Mekanlar, kültürler, güncel sosyal ve teknolojik gelişmeler şaşırtıcı bir rahatlıkla ve yaşama yedirilerek aktarılıyordu. Dil son derece anlaşılır ve sahici, olayların mantıksal akışı pürüzsüzdü. Tüm bu özellikler elbirliğiyle özenle seçilmiş başlığın (vatansız) altını dolduruyordu. Kitabın, bana göre şaşırtıcı, sonu da umudun var olmaya hep devam edeceğini vurguluyordu.

Bilgilendiğim bir okuma oldu. Bazı zor durumları anlamlandırmama yardımcı oldu. Değerlendirmeleri daha sağlam bir zeminde yapabilmeme olanak tanıyacak bir okuma oldu. Konunun anlaşılması yanlış anlamaların önüne geçmeye ve ortak paydaların sayısını artırmaya yardımcı olacaktır.

Sn. M. Mehmet Ünver, emeğinize sağlık.... Collapse
Prof. Dr. DENİZ ASLAN Prof. Dr. DENİZ ASLAN aus Ankara
Merhaba Mehmet Bey, Deniz Aslan Ankara’dan. Kitabınız “Ganimet Savaşları” ile değerli komşum Ertuğrul Bey’in hediye etmesiyle tanıştım. Konusu benim ilgi alanıma girmiyordu, üstelik çok kalındı. Ancak okudum hem de çok ilgiyle okudum. Başlangıçta isimlerin çokluğu ve zorluğu sorun olduysa da... Weiterlesen
Merhaba Mehmet Bey,

Deniz Aslan Ankara’dan.

Kitabınız “Ganimet Savaşları” ile değerli komşum Ertuğrul Bey’in hediye etmesiyle tanıştım. Konusu benim ilgi alanıma girmiyordu, üstelik çok kalındı. Ancak okudum hem de çok ilgiyle okudum. Başlangıçta isimlerin çokluğu ve zorluğu sorun olduysa da son derece sürükleyici ve içine alıcı merak uyandırıcı anlaşılır bir kitap olduğunu fark etmem çok sürmedi. Üstelik konu arka planı dolu olan ve kalemi keskin olan bir zihin tarafından aktarılıyor olduğunu hissettiriyordu. Kısa kısa ama sürekli okudum. Okumam aylar sürdü. Sonunda bitirdiğimde konuyla ilgili fikir sahibi olduğumu ve edindiğim çıkarımın beni şaşırtmamış olduğunu duyumsadım.

Zor ve tartışmalı bir konu şaşırtıcı derecede akıcı anlaşılır ve her kesime eşit mesafede durarak aktarılmıştı kanaatimce. Sizi tanımamakla birlikte, Ertuğrul Bey’in sizle ilgili aktarımına dayanarak, sizi dinler gibi olduğum anlar oldu. O anlarda söylediklerinizin gerçek bireysel deneyime dayalı çıkarımlar olduğunu duyumsadım. Okuduğum için mutluyum ve değer verdiğim dostlarıma önereceğim.
İnce detayları mümkün olur bir araya gelirsek, veya geldiğimizde, karşılıklı konuşmayı dilerim.

Paylaşmak isterim ki bu deneyime dayanarak bir diğer kitabınızı aldım ve okuyacağım (Vatansız MAD 3). Bu konu da çok zor ve üstünde uzlaşının az olduğu bir konu. Ancak bu zor konuyu sizin zihninizden ve belki de bireysel deneyiminizden köken alan bu kitapta okumanın uygun olacağına karar verdim.
İyi çalışmalar ve tüm işlerinizde kolaylıklar dilerim.

Deniz Aslan
Ankara, 15.02.2025... Collapse
Baris Ünver Baris Ünver aus Reutlingen
lieber papa ich bin stolz auf dich ich liebe dich. ich wollte dich was fragen ob ich mal ein buch für eine Präsentation wenn ja danke <3 ich hab dich lieb dein baris ünver
lieber papa ich bin stolz auf dich ich liebe dich.
ich wollte dich was fragen ob ich mal ein buch für eine Präsentation
wenn ja danke <3 ich hab dich lieb dein baris ünver... Collapse
Serhat Yalçın Serhat Yalçın
Merhaba Mehmet. Çoğu insanın cesaret edemeyeceği, aykırı tespitlerle dolu böyle bir romanı yazmaya cesaret etmenden dolayı tebrik ederim. Romandaki kurgular ve bilgiler duygularıyla hareket edeni memnun eder mi bilmiyorum ama ben ziyadesiyle beğendim. Yazı dili yalın ve akıcı. Başta insanı... Weiterlesen
Merhaba Mehmet.

Çoğu insanın cesaret edemeyeceği, aykırı tespitlerle dolu böyle bir romanı yazmaya cesaret etmenden dolayı tebrik ederim.

Romandaki kurgular ve bilgiler duygularıyla hareket edeni memnun eder mi bilmiyorum ama ben ziyadesiyle beğendim.

Yazı dili yalın ve akıcı. Başta insanı girdap gibi içine çekip sürüklüyor. Gelişme bölümünde elbetteki tarihi roman olduğu için, kronolojik bilgiler vermek zorunda kalmışsın. Bu okuyucuyu biraz sıkabilir. Ama sonrasında güzel toparlamışsın.

Analitik düşünceden uzak, duyguların hakim olduğu coğrafyalardaki insanların çoğunluğu ilkel dürtülerinden kurtulamadığından din ve milliyetçilik sarmalına girer. Zihni yormak işine gelmez. Düşünürse rahatlığını kaybedecek belki de. O yüzden kolay olanı, inanmayı, özdeşim kurarak kazanım elde etmeyi tercih eder. Analitik düşünenler ise hayal gücüyle yeni bir dinin kitabını yazar, yüzyıllarca dünyayı kasıp kavurur. Ya da senin gibi güzel eserler vererek dünyaya bir çentik atar ve yüzyıllarca unutulmaz.

Romanında tam da bu dediklerimin üzerine basmışsın. Duygulara en iyi hitap şekli, inanç ve kutsallık sosuyla ortaya koyulan manifestolardır. İsa, Muhammed vs öncüler bunun farkında olduklarından kitleleri peşlerinden sürüklemişlerdir. Güncel dönemlere baktığımızda cahiliye dönemi dedikleri dönem bizim ülkemizde hala sürüyor. Kitleler hala elinde kutsal kitaplarla meydanlara çıkan, esip gürleyenlerin peşinden sürükleniyor. Baş tacı ediyor. Hatta beşinci halife yapmaya çalışıyor.

Evet “tüm iktidarlar zorbadır”. dediğin gibi duygu yoğunluğuna sahip insanlar güce tapar, güce tapanlara da ancak zorbalık hükmedebilir ve onları konsolide eder. Ali’nin handikapı da orda başlamış zaten. Muavviye bunu iyi bildiğinden Muhammed’i taklit etmiş gücü göstermekten imtina etmemiştir.

“Dinlerin yarattığı çelişki ve kiliselerin parçalanmışlığı” tespitin yerinde bir tespit. Bunun farkına varan ve bu çelişkilerden yararlanarak, afyonlanmayan, düşünce üretip politikleşen Amedliler huzurlu birlikteliği yakalamışlar.

Çok eşlilik meselesine gelince sanırım bu dinden bağımsız bir durum ve erkeklerin en büyük handikapı. Birçok erkek Hasan’ın yerinde olmak yada arzuladığı kadına ulaşmak ve bu durumu meşrulaştırmak için gökten bir ayet indirmeye muktedir olmak isterdi.

Dünyamıza eserlerinle çentik atmaya devam et.

Sevgiyle kal bilge insan.... Collapse
Nihal Olgun Nihal Olgun
Ganimet Savaşları kitabı, dili ustalıkla kullanan yazarın İslam Peygamberi’nin ortaya çıkışı ve bir avuç insanla başladığı yolculuğunun İslam Devleti adıyla dünya çapında bir dine evrilmesini konu ediniyor. ‘Anlatıcı yazar’ edasıyla yazar, yeri geldiğinde romana dahil oluyor ve tarih, sosyoloji, psikoloji... Weiterlesen
Ganimet Savaşları kitabı, dili ustalıkla kullanan yazarın İslam Peygamberi’nin ortaya çıkışı ve bir avuç insanla başladığı yolculuğunun İslam Devleti adıyla dünya çapında bir dine evrilmesini konu ediniyor. ‘Anlatıcı yazar’ edasıyla yazar, yeri geldiğinde romana dahil oluyor ve tarih, sosyoloji, psikoloji alanlarındaki derin okumalarının sonucu edindiği bilgi birikimini açıkça okuyucuyla paylaşıyor, okuyucunun farklı bir pencereden olaylara ve insanlara bakmasını istiyor.
Kitapta evrenin yaratılışından başlayıp İslam Peygamberi’nin hayatı, mücadelesi ve onun ölümü sonrasında ortaya çıkan olaylar, yeni oluşumlar yazarın özgün yorumuyla veriliyor. Abbasiler’e kadar olan kısımda bir nevi devleti sağlamlaştırma mücadelesi, kutsal emanetlere ve dine bakış açısı özetleniyor. Aslında görünürde konu İslam Peygamberi iken alt metinde diğer tüm dinler de yazarın çıkarımlarından nasibini alıyor; seküler bakış açısıyla iktidarla ve devletle temas eden her din ve kutsal kirlenir mesajı veriliyor. Zira yazarın ifadesiyle “biri hakkaniyeti öğütlerken diğeri hak yemeye mecbur kılar.” Yazarın bir röportajında dediği gibi “Tarih insanların birbirini boğazlama hikâyesinden başka bir şey değildir.” tezini doğrularcasına kitapta çok şiddetli ve acımasız savaş ve katliam sahneleri veriliyor.
Adeta bir betimleme ustası olan yazar, sadece görsel betimlemeyle kalmıyor özellikle savaş sahnelerinde bir yazarlık prensibi olan ‘söyleme, göster’ ilkesi gereği adeta etraftaki canhıraş mücadeleyi okurun da iliklerine kadar hissetmesini sağlıyor öyle ki kan kokusu burnumuza çalınıyor.
Kitaptaki diyaloglar gerçekçi, çok sade ve duru bir ifadeyle okuru sıkmadan oluşturulmuş. Bu konuda bir okur olarak muzdarip olduğum tek husus; kitap içinde geçen yabancı kelime ve tamlamaların anlamlarını bulmak için okumayı sıkça bölmek durumunda kalmam. Özellikle Arapça, Farsça bu kelimeler Hilfül Fudul, Levhi Mahfuz, telviye…. vs gibi dipnotta verilebilir. Bu istisnai durum dışında eserdeki psikolojik tahliller, karakterlerin duygu durum analizleri, ruhsal çözümlemeler oldukça başarılı. Konu edindiği dönemde şiire, şaire verilen önemi anlatırken yazarın o dönemden bolca şiir örnekleri vermesi çok güzel ve etkileyici.
Kitabın ilk bölümünde yapılan cennet tasviri Viladimir Bartol’un meşhur Alamut Kalesi romanında geçen cennet tasviri kadar sürükleyici. Bir ara yazar, çok fazla tarihi bilgi yüklü anlatımıyla dönemin telaffuzu güç kişi ve kabile isimlerinin de etkisiyle adeta tarih kitabı havasına bürünen eseri tam okuru bunaltmaya başlıyorken bunu farkediyor ve bu bölümleri kısa tutup yeni bir bölümde yine okuyucuyu büyülemeyi başarıyor. Yazar, çoğu yerde ironi yaparak okuyucunun ilgisini diri tutmaya çalışmış aslında bu tarzıyla okuru başka kaynaklardan da mukayeseli okumaya teşvik etmiştir.
Freewriting (özgürce yazı) tekniğiyle yazılarına alıştığımız yazar bence zor bir yol olan tarih romanını seçerek üstelik spesifik bir zaman dilimi ve İslam Kutsalını, İslam Peygamberi’ni kendi yorumuyla anlatıyor. Ve yazarın kaynakçasına bakıldığında Samuel Johnson’ın da öğütlediği gibi “bir tek kitap yazmak için yarım kitaplık okuyunuz” sözünü tasdik edercesine geniş kapsamlı ve çok yönlü okuma yaptığı görülüyor. Bu kadar bilgi sarmalı içinde yazar sık sık araya girerek kendi yorumunu kendi üslubuyla özgürce paylaşarak özgün bir tarihi romana imza atıyor.... Collapse

Views: 125