Duymaya veya hazır sunulanı okumaya alışık olanların araştırmaya uzak durduklarından burada anlatılanları ilk anda garipseyeceklerini öngörebiliyorum. Ancak araştırdıkları takdirde aynı sonuçları çıkartacaklarından hiç şüphem yoktur. Çünkü: Hiçbirimiz bir diğerinden daha akıllı veya üstün değiliz. Bizi farklı kılan baktığımız şeylerde gördüklerimizdir. Esiri olduğumuz alışkanlıklardan ve geleneklerden bağımsız, cesaret gösterip bakabilirsek şayet; ortada duran gerçekleri herkesin görmesinin önünde de hiçbir engel yoktur.
1525-1530 Yılları arasında Germanya Bölgesinde tarihi gelişmeler yaşanmaktaydı. Bir tarafta köylü sınıfının toprak sahibi Derebeylerine “Ekmek ve özgürlük” sloganıyla başkaldırısı diğer tarafta ise “Katolik ve Protestan” kiliselerinin kamplaşması döneme damgasını vururken, sosyal bunalım dini çelişkilerle daha da derinleşerek kendisini hissettiriyordu.
Mad, a young priest in Ninhursag’s temple, is taken from his ravaged village into slavery and marched to the Sumerian metropolis of Eridu. He becomes involved with an underground element, who have an intriguing plan to restore power to the banished goddess, Inanna, and save the land from its oppressors.
ISBN: 978-1936154043
Eğer anlattıklarımı öğrenmezsen, rahip olmayı nasıl başaracaksın? Varoluş hikâyesini yeni baştan tekrarlıyorum, kulağını iyice aç ve beni dinle Her şey o soru ile başladı. Gökyüzünde, tanrıların bahçesinde yaşayan insanlar, ellerindeki arpa tohumlarını bahçeye ektiklerinde, nasıl yeşerip filizlendiğini gördüler. Küçük tohumların büyüsünü gören insanlar daha sonra o her gün
ISBN: 978-9944126199
Tanrıların ve tapınakların oynadıkları rol ortadayken insanlar neden karşı karşıya geliyorlardı? Bu kendiliğinden gelişen çatışma neydi? İnsanların da içinde tapınaklar olmalıydı! Evet, insanın içindeki tapınaklar olmasa kim kendi kendini büyülemek isterdi ki? Şüphesiz insanların içinde de tapınaklar hâkimdi. İnsanın yeryüzündeki tapınakları meşru görmesinin ve kanıksamasının başka bir izahı olamazdı. İnsanlar yeryüzündeki tapınakları...
Çözüm bekleyen, bir tek insanın sorunu, aslında bir bütün insanlığın sorunudur. Bu tam anlaşılmadığı içindir ki dünyada yaşam bir cehenneme dönüştürülmektedir. Güzel olan her şey bir rüya ya da temenniden öteye geçmemektedir. Halbuki insan dünyada toplumun ve yaşamın bir parçasıdır, hatta “insan evrenin bir parçasıdır” bile denebilir. Hasta, ağlayan, mutsuz olan insan da hâliyle evrenin bozuk parçasıdır. Evren er ya da geç bu bozuk parçanın zararıyla karşı karşıya gelerek yüzleşecektir.
Din bilgi değil, bilakis bir duygu yoğunluğudur. Her yerde hazır ve nazır olan, görülmeyen, dokunulmayan şey iddia edildiği gibi Tanrı değil, dindir. Yani Tanrı denilen şey dinin ta kendisidir. Dinin olmadığı yerde tanrı olmadığı gibi dinin yaşatıldığı her yerde mutlaka bir tanrı da olacaktır.
ISBN: 978-625-842-542-0
TabuHovardalığın Kitabı’nda M. Mehmet Ünver parçalanan hayatlarını farklı yollarla tekrar bir araya getirmeye çalışan bu üç gencin zaman zaman yürek burkan, zaman zaman da umut dolu hikayesini sunuyor okurlarına.
ISBN: 9944126700
Ekrana yansıyan telâşlı görüntüsünün yardımıyla seyredenlere ne denli önemli bir haberi geçtiğini hissettirme amacıyla “Yine Terör!” diyen spiker daha kurduğu ilk cümlede yuvarlak yüzlü, Tatar gözlü Rammakın dikkatini çekmeyi başardı. İhtiyarlıktan iyice incelmiş parmaklarıyla...
ISBN: 978-6054034499
Ciniusyayınları, İstanbul
Views: 193